Sayı 29 Cilt 2 ( Aralık 2015 )

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 13 / 13
  • Öğe
    Rekabet, finansman ve pazarlama perspektifinden Karaman’da elmacılık sektörünün durumu
    (Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi, 2015-12) Çevik, Osman; Bay, Murat; Mortaş, Mustafa; Öz, Murat; Erdemir, Namık Kemal
    Çalışmanın amacı,Karaman İlinde elma üretiminde faaliyet gösteren gerçek ve tüzel kişilerin, elma üretim faaliyetinde karşılaştıkları sorunları belirli bir perspektiften bakarak tespit etmektir. Çalışmada öncelikli olarak elma üretiminin ekonomideki yeri ve önemi, ülkemiz ve dünya açsından ele alınarak genel bir değerlendirme yapılmış daha sonra Karaman açısından değerlendirilmiştir. Çalışmanın bu aşamasında,elma üretimi için gerekli doğal koşullarda ele alınmıştır.Daha sonra, elma üretimi için gerekli alt yapı ile rekabet, üretim ve pazarlama konuları ele alınmıştır.Üreticinin temel maliyet faktörlerini oluşturan unsurlar ile elma üretiminde karşılaşılan finansman sorunu ve imkanları yapılan literatür taraması ile incelenmiştir. Çalışmanın uygulama safhasında ise, Karaman ilinde elma üretimi faaliyetinde bulunan gerçek ve tüzel 391 tarım işletmesine; genel olarak, finansman, pazarlama, başlıklarında toplanabilen, genişletilmiş olarak; maliyet, üretim, insan kaynakları, hukuk, yönetim, pazarlama, fin ansman şeklinde başlıklardan oluşan anket uygulanmıştır. Uygulanan anket çalışması, daha önce yapılan anketlerden esinlenerek hazırlanmış ve güvenirlilik analizinden sonra uygulamaya konulmuştur. Uygulama sonucunda, üreticilerin üretim faaliyetleri sırasında karşılaştıkları; finansman, pazarlama ve üretim problemleri, üretilen ürünün rekabet edebilirliği hakkında durum analizi yapılmaya çalışılmıştır. Karaman son yıllarda, elma üretiminde ülkemizde ikinci sırada, ağaç başına verimde ise Türkiye ortalamasının üzerinde yer alan, elma üretim faaliyetinde güçlü bir piyasa yapısına sahiptir. Şuan itibari ile meyve vermeyen ağaç sayısı da oldukça yüksek olmasından dolayı gelecek yıllarda üretim miktarı ile ilk sıraya yerleşebileceği tahmin edilmektedir. Çalışmanın tartışma ve sonuç kısmında, elde edilen bulgular özellikle bu açıdan ele alınarak değerlendirilmiş ve bir takım tespitlerde bulunulmuştur. Bu bağlamda, belirlenen sorunlara çözüm önerileri getirilmiştir. Ayrıca rekabet edebilirliğinin güçlendirilmesi için yapılabilecek çalışmalar belirlenmeye çalışılmıştır.
  • Öğe
    Türkiye’de anonim şirketlerde elektronik genel kurul sisteminin pay sahiplerinin yönetime katılımına etkileri: Bist 100 şirketlerinde bir araştırma
    (Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi, 2015-12) Karayel, Mete; Koçak, Mehmet Alaaddin
    Bu çalışmanın amacı Türkiye'de anonim şirketlerde son yıllarda uygulanmaya başlanan Elektronik Genel Kurul Sistemi (e-GKS)'nin pay sahiplerinin yönetime katılımına etkilerini ortaya koymaktır. Bu amaçla, Borsa İstanbul 100 (BİST-100) Endeksi'nde yer alan işletmelere ikincil kaynak taraması, anket ve gözlem teknikleri yoluyla veri temin edilmiştir. Elde edilen veriler ışığında e-GKS uygulamasının pay sahiplerinin yıllık genel kurula ve dolayısıyla yönetime katılımına pozitif etki yaptığı belirlenmiştir. Bu durumun ilerleyen yıllarda kurumsal yönetim uygulamalarında yer alan güç boşluğu sorununa çözüm olacağı ve pay sahiplerinin yönetime katılımına önemli katkılar yapacağı öngörülmektedir.
  • Öğe
    Termal otel işletmelerinde deneyimsel pazarlama yaklaşımı
    (Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi, 2015-12) Ardıç Yetiş, Şule
    Günümüzde termal oteller için sadece işlevsel (sağlık, dinlence, canlılık, tedavi) hizmet boyutları yeterli olmamakta, farklılaşmak için çaba harcamak gerekmektedir. Bu çaba sunulan ürün ve hizmetlerin duygusal (hedonik) ve fonksiyonel (akılcı) boyutlarının ortaya çıkarılması ile oluşan deneyimlerdir. Deneyimsel pazarlama yeni bir kavramdır ve turizm işletmeleri pazarlama stratejilerinde deneyimlerin kullanılabileceği en önemli hizmet sektörlerinden biridir. Deneyimsel pazarlama ile termal otel işletmeleri müşteri memnuniyeti ve sadakati sağlamayı amaçlamaktadırlar. Bu nedenle, termal otel işletmelerinin gelecekteki başarısının termal otel misafirlerine istediği tüketici deneyimini yaratabilmesinde ki gücüne bağlı olduğunu belirtmek yanlış bir ifade olmayacaktır. Bu çalışmada deneyim ve deneyimsel pazarlama kavramlarına ilişkin yapılan detaylı literatür taraması ile termal otellerdeki deneyimsel pazarlamaya yönelik yaklaşımlarına değinmek amaçlanmaktadır.
  • Öğe
    Kongre delegeleri ile yerli turizm işletmecilerinin bakış açısından İstanbul ve rakip şehirlerin kongre turizmine ilişkin rekabet güçlerinin karşılaştırılması
    (Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi, 2015-12) Özçelik Heper, Fatma; Sarıışık, Mehmet
    İstanbul 2010 yılından bu yana kongre turizminde genel dünya sıralamasında ilk 10’daki yerini korurken 500 ve üstü delegeli kongreler sıralamasında dünya birinciliğini 2011 yılından beri sürdürmektedir. ICCA (Uluslararası Kongre ve Konvansiyonlar Derneği) tarafından yayınlanan 2010 yılı uluslararası kongre istatistiklerinde 109 kongre ile dünya sıralamasında 7. sırada yer alırken, 2011 yılı istatistiklerinde 113 kongre sayısına ulaşan İstanbul Dünya 9.’su olmuştur. 2012 yılında da 9. sıradaki yerini korumakla birlikte 15 kongre artışı ile seneyi 128 kongreyle kapatmıştır. 2013 yılında ise 146 kongre ile Dünyada 8. Avrupa’da ise 7. sırada yer almıştır. İstanbul’un bu bağlamda son on yıl içinde geldiği nokta çok önemli olup kongre turizminde ICCA verilerine göre üst sıralarda yer alan Berlin, Paris, Viyana, Barselona, Singapur gibi şehirler ile rekabet edebilir duruma gelmiştir. Kongre turizminin şehirlere sağladığı fayda yadsınamaz. İstanbul’un kongre turizminde daha iyi bir noktaya gelebilmesi için kongre delegelerinin ve İstanbul’daki yerli işletmecilerin İstanbul’un ve rakip kongre şehirlerinin genel durumu ile ilgili algılarını bilmek önemlidir. İstanbul’a kongre amaçlı gelen turistlerin ve yerli işletmecilerin İstanbul algılarının bilinmesi ile başta turizm işletmeleri olmak üzere, kongre turizmi alanında çalışan yerel ve kamu kuruşları da İstanbul’un eksiklerini daha somut verilerle görebileceklerdir. Araştırma sonucunda kongre delegelerinin İstanbul’un rekabet gücünü yerli işletmecilere oranla daha yüksek buldukları görülmüştür. İstanbul’un rekabet gücünü düşük bulan yerli turizm işletmecileri Viyana, Barselona ve Paris’in rekabet gücünü delegelere göre daha yüksek bulmuşlardır. İstatistiksel olarak göze çarpan tek fark, Berlin-İstanbul kıyaslamasına ait verilerdir; delegeler, Berlin destinasyonuna sadece iki kriterde işletmecilerden daha yüksek puan vermiş, buna karşın işletmeciler diğer tüm kriterlerde Berlin şehrini daha güçlü bulmuşlardır. Tüm bu bilgiler ışığında yerli işletmecilerin, yerli ve yabancı kongre delegelerine göre İstanbul’a karşı bir önyargılarının olduğu buna karşı kongre delegelerinin İstanbul’un rekabet gücünü yüksek; diğer rakip şehirlerin rekabet güçlerini yerli turizm işletmecilerinden daha düşük buldukları söylenebilir.
  • Öğe
    Beden eğitimi ve spor öğretmenlerinin problem çözme becerileri
    (Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi, 2015-12) Temel, Veysel; Ayan, Vedat
    Bu araştırma; beden eğitimi öğretmenlerinin problem çözme becerilerinin çeşitli değişkenlere göre farklılaşıp farklılaşmadığını ortaya koymak amacıyla yapılmıştır. Araştırma modeli olarak nicel araştırma yöntemlerinden betimsel yöntem benimsenmiştir. Araştırma grubunu Konya il merkezinde görev yapan 86'sı kadın, 150'si erkek olmak üzere toplam 236 beden eğitimi öğretmeni oluşturmaktadır. Veri toplama aracı olarak “Problem Çözme Envanteri” ve beden eğitimi öğretmenlerinin kişisel özelliklerini belirlemek için araştırmacı tarafından geliştirilen “Kişisel Bilgi Formu” kullanılmıştır. Ölçümlerin, Normal dağılıma uygun olup olmadığını belirlemek için tek örneklem Kolmogorov Smirnov Testi uygulanmış. Normal dağılımlar için T-Testi, tek yönlü varyans analizi (ANOVA), testi gruplar arası farkı belirleyebilmek için de Tukey Testi kullanılmıştır. Normal olmayan dağılımlar için Kruskal Wallis-H, Mann Whitney-U testi kullanılmıştır. Araştırmaya katılan öğretmenlerin orta seviyede problem çözme becerilerine sahip oldukları tespit edilmiştir. Kişisel özelliklere göre gerek problem çözme becerisi bazı değişkenlere göre anlamlı farklılık bulunurken bazılarında ise anlamlı bir farklılık bulunmamıştır.
  • Öğe
    Bedelli sermaye artırımı duyurularının halka açık işletmelerin hisse senedi performanslarına etkisi: borsa İstanbul’da bir araştırma
    (Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi, 2015-12) Küçüksille, Engin; Mizrahi, Rozi
    Bu çalışmanın amacı; 2010-2014 yılları arasında yapılan bedelli sermaye artırımı duyurularının Borsa İstanbul Hisse Senetleri Piyasası?nda (BIST) aşırı getiriye neden olup olmadığını inceleyerek, ilgili dönemde piyasanın yarı güçlü formda etkin bir piyasa olup olmadığını belirlemektir. Bu araştırma doğrultusunda Borsa İstanbul Hisse Senetleri Piyasası?nda hisse senetleri işlem gören ve 2010-2014 yılları arasında bedelli sermaye artırımı duyurusu yapan işletmelerin, bedelli sermaye artırımı duyurularının şirketlerin hisse senetlerinin performanslarına olan etkisi “olay çalışması” yöntemiyle analiz edilmiştir. Elde edilen bulgulara göre; bedelli sermaye artırımı duyurusunun yapıldığı tarihte (t=0), duyurudan bir gün sonra (t=+1), dört gün (t=+4) ve dokuz gün (t=+9) sonra istatistiksel olarak anlamlı ortalama negatif anormal getiriler elde etmek mümkündür. Sonuç olarak, BIST Hisse Senetleri Piyasası'nın ilgili dönemde kamuya açıklanan bilgilerden etkilendiği ve yarı güçlü formda etkin bir piyasa olmadığı söylenebilir.
  • Öğe
    Belediye hizmetlerinde gönüllü katılım: Konya örneği
    (Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi, 2015-12) Uçar Kocaoğlu, Belgin; Seçkiner Bingöl, Ezgi
    Bu çalışmanın temel amacı, Konya'da vatandaşların belediye hizmetlerine gönüllü katılımına ilişkin çalışmaların kapsamını araştırmak, bu çerçevede belediye hizmetlerine gönüllü katılımın belediyeler açısından ne tür avantajlar ve dezavantajlar ortaya çıkaracağını tespit etmek ve belediyelerin gönüllü katılım uygulamalarını artıracak bazı öneriler sunmaktır. Nüfus artışı, kente göçün artışı gibi birçok sosyal, ekonomik ve siyasal sorunlar yerel yönetimlere olan ihtiyacı artırmıştır. Yerel yönetimlerin görev alanlarında meydana gelen artışla doğru orantılı olarak yerel yönetimlerin ve özellikle belediyelerin bu görev ve sorumlulukları karşılayabilecek yeterli gelirlerinin var olup olmadığı ise geçmişten günümüze ülkemizde hep tartışılan konular arasında yer almıştır. Ülkemizde özellikle 6360 sayılı yasa ile büyükşehir belediyelerinin sınırlarının il sınırı olarak belirlenmesi de büyükşehirlerin hizmet sunumunda önemli mali sıkıntılar yaşamasına neden olmaktadır. Bu noktada belediye hizmetlerine gönüllü katılım konusu daha çok gündeme gelen bir konu olarak karşımıza çıkmaya başlamıştır. Çalışmanın kapsamını Konya?da yer alan Karatay, Selçuk ve Meram olmak üzere 3 merkez ilçe ve Konya Büyükşehir belediyesi oluşturmaktadır. İlgili belediyelerde daire başkanı ve birim müdürleri ile mülakatlar gerçekleştirilerek öncelikle belediye hizmetlerinde hangi alanlarda gönüllü katılım uygulamasına yer verildiği belirlenmiş daha sonra gönüllü katılım uygulamasının belediyeler açısından ne tür avantajlar ve dezavantajlar ortaya çıkardığı tespit edilmiş, son olarak; ilgili belediyelere gönüllü katılımın artırılması için çeşitli öneriler sunulmuştur.
  • Öğe
    Türkiye’de çok partili hayata geçişte etkili olan iç faktörlerin analizi
    (Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi, 2015-12) Akıncı, Abdulvahap; Usta, Sefa
    Osmanlı Devletinde özellikle Tanzimat Fermanı sonrasında başlayan süreçte ülkede demokratikleşme çabaları dikkati çekmektedir. Bu dönemde,toplumun farklı kesimlerini yönetime katma yoluyla, toplumsal birlik ve yönetimin meşrutiyeti temin edilmeye çalışılmıştır. Gerek Osmanlı Devleti döneminde gerekse Cumhuriyet döneminde çok partili hayata geçiş denemeleri yapılmış olsa da, bu süreç istikrarlı bir şekilde yürütülmemiştir. Toplumun yönetimin uygulamalarına karşı olan tepkisi, ülkenin içine girdiği ekonomik dar boğaz başta olmak üzere birçok iç ve dış faktör çok partili demokratik hayata geçişi zorunlu kılmıştır. Bu çalışmada 1946 yılında, Türkiye’de çok partili hayata geçişi zorunlu kılan iç nedenler analiz edilmeye çalışılmıştır.
  • Öğe
    Bilgi toplumunda internetin önemi ve sağlık üzerindeki etkileri
    (Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi, 2015-12) Günler, Oya Eryiğit
    Toplumlar geçmişten günümüze sürekli bir değişim içerisindedirler. Tüm toplumlar için geçerli olmasa da toplumların ilkel, tarım, sanayi ve bilgi toplumu aşamalarından geçtikleri söylenebilir. Bilgi toplumunda internet kullanımının giderek yaygın hale gelmesi pek çok sosyal olguda olduğu gibi sağlık ve hastalık olgusunda da bir takım değişiklerin yaşanmasına neden olmuştur. İnternetin sağlık alanındaki yaygın kullanımı, sağlık ve hastalık davranışlarının değişmesine, sağlık bilgisinin hekimlerin tekelinden çıkıp küreselleşmesine, hekim otoritesinin azalmasına, yeni sosyal destek ağlarının ortaya çıkmasına, hastalıkların ya da hastaların özel alandan kamusal alana geçmesine, hekim ve hasta arasındaki ilişki ve iletişim şeklinin değişmesine neden olmuştur. Bilgi toplumunda internet kullanımının giderek yaygınlaşması sağlık ve hastalık üzerinde bir yandan olumlu, diğer yandan olumsuz sonuçlar ortaya çıkarmıştır. Bu çalışmanın amacı bilgi toplumunda önemi giderek artan internet kullanımının sağlık üzerindeki söz konusu etkilerini ortaya koymaktır.
  • Öğe
    Devlet planlama teşkilatı’na sosyalist planlama açısından bir bakış
    (Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi, 2015-12) Yıldırım, Selime
    Planlama sosyal, ekonomik ve politik unsurları barındıran bir süreç olarak ele alınabilir. Bu kapsam, planlamanın yönetsel yanlarını, yani teknik unsurlarını yadsımamaktadır. Planlamaya ilişkin karar verme ve uygulama aşamaları, bu unsurların etkileşimine dayanmaktadır. Planlamanın Türkiye’de örgütlü hale gelişi 1960’lı yıllarda Devlet Planlama Teşkilatı (DPT)’nın kuruluşuyla gerçekleşmiştir. Çalışma, planlama kavramının dünyada yaygınlaşmasını sağlayan SSCB deneyimi ile Türkiye deneyimini karşılaştırma hedefindedir. Bu karşılaştırma, sosyalist planlamanın temel ilkeleri üzerinden yapılacaktır. Çalışma, iki ülkede planlamanın ortaya çıkışı ve uygulanması aşamasını incelerken, planlamanın felsefesi üzerinden betimsel bir analiz yapmaktadır.
  • Öğe
    Pazar kurdu tüketicilerin demografik özelliklerinin belirlenmesine yönelik uygulama
    (Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi, 2015-12) Özgüven Tayfun, Nihan
    Son yıllarda iletişim alanı gelişmiştir. Geleneksel pazarlama iletişim araçları (gazete, dergi, tv…vs.) yerini dijital ortamda yapılan modern iletişim ortamlarına bırakmıştır. Günümüzde en etkili iletişim şekli ağızdan ağıza iletişimdir. Ağızdan ağıza iletişimin internet ortamında yapılanına ise viral pazarlama denilmektedir. Ağızdan ağıza iletişim ile kişiler ürün ve hizmetlerle ilgili deneyimlerini ve bilgilerini paylaşmaktadırlar. Pazar kurtları olarak tanımlanan kişiler pazardaki diğer kişilere ürün ve hizmetlerle ilgili bilgileri aktaran kişilerdir. Bu kişiler, ürünler ve ürün fiyatları hakkında bilgi paylaşmaktan çekinmeyen kişilerdir. Bu çalışmanın temel amacı, pazar kurdu tüketicilerin demografik özelliklerini belirlemektir. Araştırma, anket yöntemi ile gerçekleştirilmiştir. Analizlerde, pazar kurdu tüketicilerin eğitim ve meslek değişkenleri açısından farklılık gösterdiği, buna karşın cinsiyet, yaş ve gelir değişkenleri açısından bir faklılık göstermediği sonucuna ulaşılmıştır.
  • Öğe
    Isparta’da medikal turizmin yapılabilirliği üzerine bir çalışma
    (Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi, 2015-12) Gökdayı, İsmail; Polat, Mehmet
    Bu çalışmanın temel amacı; medikal turizm konusunda Isparta ilinin alt yapısını ortaya koyarak, ilin medikal turizme elverişliliğini incelemektir. Bu araştırma mülakat yöntemi kullanılarak yapılmıştır. Mülakat çalışmasında, Isparta ilindeki kamu, özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle görüşülmüştür. Medikal turizm paydaşı kurum veya kuruluşlardan toplam 20 (yirmi) temsilciyle mülakat gerçekleştirilmişti. Mülakata katılan temsilcilerin tamamı Isparta ilinin azımsanamayacak bir turizm potansiyeline sahip olduğunu düşünmektedir. Ancak Isparta ilinde medikal turizm yapılabileceğini düşünen katılımcıların oranı ise tüm katılımcıların sadece %35’ini oluştururken, bu kişilerin görüşlerini gerekçelendirmekte zorlandıkları da dikkat çekmiştir. Sonuç olarak, mevcut alt yapıyla Isparta ilinde medikal turizmin geliştirilmesi mümkün gözükmemektedir.
  • Öğe
    Ekoloji ekseninde insan-doğa ilişkisi ve özne sorunu
    (Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi, 2015-12) Erol, Arzu Maltaş
    Toplumları derinden etkileyen ve son yıllarda sıkça kendinden bahsettiren ekolojik bunalım, bütün olumsuzluklarına ve kriz haline karşın önemli bir farkındalığı da ortaya çıkarmıştır. İçinde bulunduğumuz bu kriz öncelikle, geleneksel çevre korumacılık yaklaşımları ve bu doğrultuda alınan teknik önlemler ile giderilmeye çalışılmış; ancak istenilen sonuç alınamadığından krizin önüne geçilememiştir. Yaşanılanların gerçekliğinin ve ciddiyetinin anlaşılması; çözüm üretilmesi ve konu hakkında hassasiyetin yaratılması için 1960’lı yılların sonunu beklemek gerekmiştir. Bu farkındalık ise sorunların çözümünün krizde değil; kökeninde aranması gerektiği gerçeği üzerinde yükselerek, insanın doğadan neden uzaklaştığı, niçin doğayı ikincil konuma sürükleyerek yabancılaştırdığı ve ona hükmetme arzusunun nasıl galip geldiğinin sorgulanması ile başlamıştır. Bu sorgulamanın temel iki öğesi olan insan ve doğanın ilişkisel durumları ve birbirine göre konumları esasında krizin nedenini oluşturmaktaydı. Ancak ekolojik hareketin en büyük çıkmazı ise, diğer ideolojilerde olduğu gibi kendi içinde bölünmüşlükleri ve ortaya koydukları düşüncelerin birbirinden çok farklı olmasıydı. Nitekim ne derin ekolojinin insanı merkeze alan sisteme karşı bir duruş sergilemesi ve doğayı özneleştirmeyi; ne hiyerarşi ve tahakkümü temel sorun olarak gören ve buradan yola çıkarak insan-doğa ilişkisini sorgulayan toplumsal ekoloji; ne de bu hareketlerden beslenerek ortaya çıkan, ataerkil düzen eleştirisinden hareket ederek, doğaya tahakkümü ve üzerindeki sömürüyü, kadının sömürüsüyle özdeşleştiren eko-feminizm bu bunalıma tam anlamıyla çözüm üretebilmiştir. Dolayısıyla bu makale de ekolojik krize çözüm bulabilme saikiyle yola çıkmış değildir. Temel amaç, ilgili literatürün tartışması aracılığıyla teorik bilgi sunmak ve bu şekilde ekolojik krize dikkat çekerek insanlığın doğaya hükmetme arzusunun meşruluğunu (!) kırmaktır. Çünkü oluşturulan onca akımın ortaya koyduğu tek ortak sonuç, doğaya atfedilen değer ölçüsünde ve doğanın konumlandırıldığı yere göre krizin değişkenlik göstermesidir. Başka bir deyişle, açık bir çözüm önerisinden ziyade, doğaya atfedilen değer ölçüsünde ekolojik krizin çözülmesi noktasında ilerleme kaydedileceği düşünülmektedir. Bu nedenle de, insan-doğa ilişkisi çerçevesinde doğanın konumlandırılması bağlamında “özne” sorunu, bahsi geçen üç akımdan (Derin Ekoloji, Toplumsal Ekoloji ve Eko-feminizm) hareket ederek karşılaştırmalı olarak incelenmiştir