Yabancı Diller Bölümü, Makale Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 16 / 16
  • Öğe
    Hunlardan kalan kültürel miras: Çin Kaynaklarında “Batur” unvanı
    (2023) Kapusuzoğlu, Gökçen
    Türk tarihinin erken dönemlerinin aydınlatılması için kullanı- lan temel kaynaklardan Çin kaynakları, pek çok farklı dönemin önemli olaylarını ve kişilerini özenle kayıt altına almıştır. Hunlar dönemi ile Qing Hanedanı dönemi arasında geçen yüzlerce yıllık zaman dilimi de aynı tutumla kayda geçirilmiştir. Hun Tanrıkut’u Mo-du’ya Türkçe karşılık olarak önerilen Bahadır/Batur adı Çince kaynaklarda çok farklı şekillerde yazılmış ve farklı dönemlerde kullanımı devam etmiştir. Özellikle Yuan Hanedanı ve Qing Hanedanı dönemlerinde yaygın olarak kullanıldığı kaynaklarda görülmektedir. Çalışmada bu adın/unvanın farklı yazılış biçimleri kaynaklara göre tasnif edilmiş ve kayıtlardan örnekler verilerek sözcüğün kullanılış amacı ve biçimi gösterilmiştir.
  • Öğe
    Tang Hanedanı Hükümdarı Wuzong’un Kırgız Kağanı’na Mektubu
    (2023) Kapusuzoğlu, Gökçen
    Çince yazılı kayıtlar, Çin’e komşu olan pek çok halkın tarihini ve kültürel özelliklerini kaydetmenin yanı sıra Çinliler ile Türk kültür çevresinden halklar arasındaki ilişkileri, karşılıklı olarak yaşananları da kayda geçirmişlerdir. Bunu kimi zaman bu halklarla ilgili monografi kayıtları üzerinden anlatırken kimi zaman da hükümdarlar tarafından yazdırılan emirnameler, çağrılar ve mektuplar üzerinden anlatmışlardır. Kırgızlar, Uygurları yenilgiye uğrattıktan sonra Tang Hükümdarı tarafından yöneticilerine Kağan unvanı verilmesini talep etmişler ve bu talep doğrultusunda Çin’e elçiler göndermişlerdir. Kırgızların talebine cevap olarak Tang Hükümdarı Wuzong, Kırgız Kağanı’na iki ayrı mektup göndermiştir. İlki 843 yılında yazılan mektupların ikincisi 845 yılında yazılmış ve bu mektupla Çin tarafından Kırgızların yöneticisine Kağan unvanı verilmiştir. 843 yılında yazılan mektup, Tang döneminin önemli devlet adamı ve yazarlarından biri olan ve dönemin pek çok önemli evrakının yazarı olan Li Deyu tarafından yazılmıştır. Diğer mektup ise bizzat Hükümdar Wuzong tarafından kaleme alınmıştır. Çalışmada, Hükümdar Wuzong’un yönetim dönemi olan 840-846 yıllarının önemli olayları Çin tarihini kronolojik olarak anlatan Zizhi Tongjian içerisinde taranarak incelenmiş, gönderilen ilk mektubun yazarı Li Deyu hakkında bilgi verilmiş ve Tang Hükümdarı Wuzong tarafından Kırgız Kağanı’na gönderilen mektupların tercümesi yapılmıştır. Bu çalışmayla Çince kaynaklarda yer alan Türk Kültür çevresinden halklarla ilgili bilgilerin gün ışığına çıkarılması amaçlanmaktadır.
  • Öğe
    Somatik deyimler bağlamında Rusça ve Türkçe deyimlerin karşılaştırılması
    (2023) Tekeli, Selin
    Her dilin söz varlığında yer alan akrabalık adları, hayvan adları, yiyecek-içecek adları, renk adları, sayı adları ve organ adları temel kelimeler içerisinde yer almaktadır. Söz konusu kelimeler deyim oluşturma sürecinde önemli bir yere sahipken ait oldukları dil ile ilgili de önemli bilgiler içermektedir. Özellikle dilin temel kelimeleri içinde yer alan organ adları ile kurulmuş deyimlerin tespit edilmesi çalışmamızın konusunu oluşturmaktadır. Somatik deyimler şeklinde adlandırılan organ adlarının kullanımı ile oluşturulan bu deyimler Rusçanın söz varlığının önemli bir kısmını oluşturmaktadır. Bu çalışmada, çeşitli deyim sözlüklerinde yer alan organ adlarıyla kurulmuş deyimler semantik ve leksik açıdan incelenmiş ve bu deyimler şu başlıklar altında değerlendirilmiştir: Her iki dilde aynı organ adı ile oluşan deyimler, Rusçada ve Türkçede farklı organ adları kullanılarak oluşturulan ancak anlam bakımından aynı olan deyimler, Rusçada organ adı ile kurulmayıp Türkçede organ adı ile kurulan deyimler, Rusçada organ adı ile kurulup Türkçede organ adı ile kurulmayan deyimler. Daha sonra tespit edilen bu deyimlerin eşdeğerlik açısından Türkiye Türkçesi ile karşılaştırması yapılmıştır. Betimleyici tarama modeli ve karşılaştırmalı analiz tekniği ile yapılan bu çalışmada incelemeye konu olan bu somatik deyimlerin birçoğunun anlam bakımından Türkçede tam karşılıkları tespit edilmişken bazı deyimlerin de eşdeğerleri bulunamamıştır. Bu durum farklı dillerde ifade şekillerinin de farklı olması ile açıklanabilmektedir. Her iki dildeki somatik deyim varlığı üzerine araştırma yaptığımız bu çalışma ile diğer karşılaştırmalı çalışmalara da katkı sağlamak amaçlanmıştır.
  • Öğe
    Tang Dönemindeki Üç Saray Darbesinin ortak özelliği: Konargöçer askerler
    (2022) Kapusuzoğlu, Gökçen
    Çin’in Tang Hanedanı dönemi Türklerle Çinlilerin en yoğun etkileşim içinde olduğu dönemdir. Bu dönemde iki halk arasında sosyal ve kültürel etkileşim meydana gelmiştir. Bunun yanı sıra askerî anlamda da etkileşim söz konusu olmuştur. Hem Türk hem de Türk kültür çevresinden diğer halklardan pek çok kişi Tang ordusunda komutan ve asker olarak görev yapmıştır. Bunlar özellikle Jin Jun adı verilen Hükümdarlık Ordusu’nda üst düzey görevlerde bulunan konargöçer geleneğinden gelen askerlerdir. Çin’in en parlak dönemi olan Tang Hanedanı döneminde taht mücadeleleri de kendini göstermiştir ve bu amaçla saray darbeleri yapılmıştır. Bu darbelerden üçü olan ve Tang tarihinde önemli izler bırakan Shenlong, Jinglong ve Tanglong darbeleri yabancı komutanların ve askerlerin olduğu birliklerin askerî desteği sayesinde yapılabilmiştir. Bu çalışmada, Tang dönemi saray darbelerinde aktif rol oynayan Yulin Ordusu ve askerleri hakkında bilgi verilmiş, Çin’in kronolojik tarih kaynaklarından Zizhi Tongjian’e göre bu üç darbenin meydana gelişleri açıklanmış ve konargöçer geleneğinden gelen askerlerin darbelerdeki rolü ile etkinliği incelenmiştir.
  • Öğe
    Toplumcu gerçekçi bir romana temaları açısından genel bir bakış: Durgun Don örneği
    (AVES Yayıncılık, 2022) Tekeli, Selin
    Mihail Şolohov, Rus edebiyatında önemli bir yer edinmiş toplumcu gerçekçi yazarlardan biridir. Hikâye ve roman yazarı olarak birçok eser veren Şolohov, kendi üslubunu oluşturarak topluma yön vermeye çalışmıştır. “Toplum- cu Gerçekçi Bir Romana Temaları Açısından Genel Bir Bakış: Durgun Don Örneği” adıyla yapılan bu çalışma adı geçen romanın tematik açıdan incelemesinin yapıldığı bir çalışmadır. Durgun Don romanının tematik açıdan zengin bir malzeme sunması bu eseri araştırma konusu olarak seçmemizde belirleyici bir etken olmuştur. Ro- manda Don Kazaklarını anlatan Şolohov, onların yaşamlarını, gelenek-göreneklerini, alışkanlıklarını, trajedileri- ni, köy ve bozkır hayatını, devrimi, savaşı, ölümü birçok açıdan ele alır. Çalışmada öncelikle yazarın hayatına ve inceleme konusu olan eserinin içeriğine kısaca değinilmiş, sonrasında ise romanın ana izleği ve en sık işlenen temaları tespit edilmeye çalışılmıştır. Tema açısından zengin olan bu eserde aile, ailevi değerler, özlem, aşk, kadın, ihanet, ahlak, namus, vicdan, gurbet, vatan, savaş, devrim, din, doğa, kuşak çatışması vb. ele alınan baş- lıca temalardandır. Yazarın eserde işlediği bu temalar metinden örnekler gösterilerek incelenmiştir. Şolohov’un “Durgun Don” romanının tematik yönden incelenerek içerik analizinin yapılması çalışmada amaçlanan temel hedeftir.
  • Öğe
    A.S. Puşkin’in “Yüzbaşının Kızı” adlı eserinde yer alan eski kelimeler: Arkaik ve tarihî kelimeler örneğinde
    (2022) Tekeli, Selin
    Evrensel bir olgu olan dil sürekli gelişir ve değişir. Bu gelişme ve değişme sürecinde söz varlığında yer alan bazı kelimeler kullanımdan düşerken, bazıları da yerini başka kelimelere bırakarak varlığını devam ettirir. Söz varlığında bu değişimler sonucunda ortaya çıkan kelimeler arkaik (arkaizm) ve tarihî (istorizm) kelimeler olarak nitelendirilir. Rus edebiyatının kurucularından sayılan Aleksandr Sergeyeviç Puşkin’in (1799-1837) tarihî roman türünde ele aldığı “Yüzbaşının Kızı” (Kapitanskaya Doçka, 1836) adlı eser, araştırmanın örneklemini oluşturmaktadır. Özellikle geçmiş dönemlerde oluşturulan bu tür eserler, edebi özelliklerinin yanı sıra dil özellikleri açısından da araştırmacılar için zengin başvuru kaynakları arasında yer almaktadır. Tarihî yönüyle Pugaçev ayaklanmasının aydınlatılmasına ışık tutan bu eserde, eski kelimelerin yaygın olarak kullanılması eserin en dikkat çekici tarafıdır. Söz konusu eserden hareketle yapılan bu araştırmada, Rusçanın söz varlığında yer alan arkaik ve tarihî kelimelerin tespitinin yapılması amaçlanmış ve bu kelimelerin tarihsel süreç içerisindeki durumları ortaya koyulmaya çalışılmıştır. Çalışmamıza konu olan eserden 167 tane eski kelime incelenmiş, bunların 111 tanesi arkaik kelime olarak kabul edilirken, 56 tanesi tarihî kelime olarak değerlendirilmiştir. Tarama modelinde betimsel bir araştırma yaptığımız çalışmada metin analizi kullanılmış ve tespit edilen kelimeler eş değerlik açısından incelenirken, alfabetik sıraya göre verilmiştir. Kelimelerin anlamları sözlükler ve diğer kaynaklar yardımıyla açıklanmış, daha sonra kelimelerin eserdeki cümle içerisindeki kullanımları gösterilmiştir. Yazarın, eserde eski kelimeleri kullanması, o dönemin toplum hayatı, kültürel birikimleri, dini yaşayışları, dili, gelenek ve görenekleri hakkında bilgilenmek adına da önemli bilgiler sunmaktadır. Özellikle, çalışmada eski kelimelerin tespit edilmesinin, Rusçanın geniş söz varlığının ortaya konulmasını sağlayacağı gibi bu alanda yapılacak diğer çalışmalara da yararlı olacağı düşünülmektedir.
  • Öğe
    Cultural heritage remaining from the Huns: Title of "Batur" in Chinese sources
    (Ahmet Yesevi Üniversitesi, 2023) Kapusuzoğlu, Gökçen
    In the Chinese classics, the main sources for elucidating the early periods of Turkic history, important events and people from many different eras were meticulously recorded. The hundreds of years between the Huns and the Qing Dynasty were also recorded with the same attitude. The name Bahadir/Batur, which was proposed as the Turkic equivalent of the name Chanyu Mo-du, was spelled very differently in Chinese sources and continued to be used in different eras. Especially during the Yuan and Qing Dynasty periods, it is clear from the sources that the name was widely used. This study classifies the different spellings of this name/title according to the sources and shows the purpose and form of use of the words from the records.
  • Öğe
    Tang döneminde hükümdarlık ordusu: Suwei birliği ve esir beyzadeler
    (Ankara Üniversitesi, 2021) Kapusuzoğlu, Gökçen
    Çin'in Tang Hanedanı döneminde, Türk kültür çevresinden halkların Tang askerî yapısıiçinde görev alması durumu ile sıklıkla karşılaşılmaktadır. Adları çoğunlukla zaferlerleanılan konargöçer geleneğinden gelen bu askerlerin ordu içindeki konumu ve etkisi deyüksek olmuştur. Tang Hanedanı ile eş zamanlı kurulan Hükümdarlık Ordusubünyesinde farklı adlarda birliklere yer verilmiştir. Suwei Birliği de bu birliklerden biridir.Suwei Birliği'ne katılacak askerlerin bir kısmı, Tang Hanedanı'nın halk politikalarındanrehin politikası sonucunda, yabancı halkların yöneticilerinin oğullarını veya kardeşleriniTang başkentine rehin göndermesiyle ortaya çıkan esir beyzadeler arasından seçilmiştir.Politika kapsamında saraya gelen esir beyzadeler, çoğunlukla hükümdarlık meclisindeveya sarayın savunmasında görev yapmışlar ve başkentte konaklamışlardır. Rehinpolitikasının amacı, karşılıklı ilişkilerde barışın korunması, karşı taraftan geleceksaldırıların önlenmesi ve merkezî hanedana olan bağlılığın teminat altına alınmasıdır.Çalışmada, Tang döneminin halk politikalarından olan rehin sistemi ve bunun sonucundaortaya çıkan esir beyzadeler ile bunlardan bazılarının yerleştirildiği Suwei Birliğiincelenmiştir. Ayrıca Orhun Yazıtları'nda geçen “kul” ve “küng” sözcükleri ile esirbeyzadeleri tanımlamak için kullanılan Çince “Zhizi (質子)” sözcüklerinin aynı durumuifade etmek için kullanılması ihtimali üzerinde durulmuştur.
  • Öğe
    Mihail Şolohov’un Durgun Don romanı üzerine tematik bir inceleme
    (Fırat Üniversitesi, 2021) Tekeli, Selin
    Bir toplumun kültürel değerlerini ortaya çıkarmada temel kaynak söz varlığının incelenmesinden geçer. Özellikle yazılı kaynakların, edebi eserlerin söz varlığı açısından incelenmesi ve edebi metinlerde kullanılan sözcüklerin tespit edilmesi, ait olduğu toplumun kültürel unsurlarını ve tarihsel gelişim sürecini yansıttığı için dilin önemli bir kaynağı niteliğindedir. Çalışmanın konusunu 20. yüzyıl Sovyet Rus yazarı Mihail Aleksandroviç Şolohov’un (1905-1984) Durgun Don adlı romanında geçen sözcüklerin tematik incelemesi oluşturmaktadır. Ancak araştırmanın hacmini ve amacını aşmaması için çalışmamızda tematik sınıflandırma başlığı altında sadece ad soylu sözcükler incelenmiş diğer sözcük türlerine yer verilmemiştir. Eser boyunca kullanılan ve tekrar edilen bu sözcükler birçok madde başı altında toplanarak sözlüksel alan çalışması yapılmıştır. Don Kazak yaşamının açıkça gözler önüne serildiği bu eserde tespit edilen temalardan da anlaşılacağı üzere Don Kazaklarının gelenek, görenekleri, bakış açıları, kültürleri, sosyal hayatları, toplumsal ilişkileri, maddi ve manevi değerleri gibi birçok konuda önemli bilgiler edinmek mümkündür. Eserdeki temaların çeşitliliği ve zenginliği Şolohov’un üslubu ve dili ile ilgili de önemli tespitlerde bulunulmasını sağlamıştır. Araştırma sonucunda yazarın bu eserinden hareketle aynı kavram grubu içinde tespit edilen sözcükleri tematik olarak sınıflandırarak eserin tematik sözlüğünü oluşturmak ve Rusçanın sözcük hazinesine katkıda bulunmak amaçlarımız arasındadır.
  • Öğe
    Tang Çin’inde Göktürk baskısı: Jiedushi (Bölge valisi) uygulamasının ortaya çıkışı
    (Atatürk Üniversitesi, 2021) Kapusuzoğlu, Gökçen
    Bu çalışmada, Göktürklerin 682 yılından sonra yeniden yükselmelerinin ardından Tang Çin’i üzerinde askerî baskı kurmaları ve bu baskı sonucunda Tang Hanedanı’nın askerî ve idari yapıda yeni düzenlemeler yapmak zorunda kalması ele alınmıştır. Jiedushi (Bölge Valisi) uygulaması, zorunlu olarak ortaya çıkan bu yeniliklerden biridir ve Hükümdar Xuanzong tarafından 712 yılında Tang topraklarındaki on ayrı bölgede görevlendirmeler yapılarak başlatılmıştır. Çalışmada, Tang yönetiminin ülke topraklarının idaresi için uzun bir süredir uyguladığı siyasi kontrol yönetimi Jimi (Gevşek Dizgin) politikasından, askerî kontrol yönetimi Jiedushi (Bölge Valisi) uygulamasına geçişini gerektiren durumlar ve bu geçişin doğrudan sebebi araştırılmıştır. Xuanzong döneminde (712-756) ortaya çıkan Jiedushi (Bölge Valisi) uygulaması, bu dönemle sınırlı kalmamış, giderek güçlenen Jiedushilar Tang Hanedanı yıkılana dek varlıklarını sürdürmeye devam etmişlerdir. Jiedushi uygulaması, Tang dönemi için bir kırılma noktası olan An Lushan kalkışmasının yaşanmasındaki önemli etkenlerden biri olması ve Göktürklerin Tang üzerindeki baskısının sonuçlarını göstermesi açısından önem arz etmektedir.
  • Öğe
    Yetişkin yeterliklerinin uluslararası değerlendirilmesi programı (PIAAC)” sonuçları bağlamında Türkiye’de temel eğitim sorunlarını yeniden düşünmek
    (2018) Yıldız, Ahmet; Dindar, Hande; Ünlü, Derya; Gökçe, Nagihan; Kocakurt, Özben; Kıral, Aysu Özüstün
    Yetişkin Yeterliklerinin Uluslararası Değerlendirilmesi Programı (PIAAC)”nın 28 Haziran 2016 tarihinde açıklanan sonuçları, 24 ülke arasında Türkiye’nin tüm beceri alanlarında düşük puanlarla son sıralarda yer aldığını göstermektedir. Bu çalışmada PIAAC sonuçlarını Türkiye’de temel eğitimin öne çıkan sorunları bağlamında analiz etmek amaçlanmıştır. Bu amaca uygun olarak alanyazın ve belge taraması yöntemleri uygulanarak veriler elde edilmiştir. Elde edilen veriler tanımlayıcı araştırma yöntemiyle analiz edilmiştir. Nitekim PIAAC’ın Türkiye sonuçları, temel eğitimde hâlâ sürmekte olan erişim, katılım, nitelik ve cinsiyet eşitsizliği sorunlarının izdüşümü olarak ortaya çıkmıştır. Öyle ki Türkiye hem zorunlu eğitim öncesinde hem de zorunlu eğitim süresince eğitime katılımda diğer ülkelerden oldukça geride kalmıştır. Dahası Türkiye’de hem yaygın hem de örgün eğitim açısından temel eğitim düzeyinde nitelikle ilgili ciddi sorunlar bulunmaktadır. Eğitimin yukarıda anılan sorunlarının yanı sıra, toplumsal cinsiyet eşitliğiyle ilgili sorunları da PIAAC sonuçlarına yansımaktadır (örneğin, sözel okuryazarlık puanında kadın ve erkek arasındaki fark on bir puan, sayısal okuryazarlık sonuçlarında ise aradaki fark yirmi yedidir). PIAAC sonuçları ülkedeki örgün eğitim sisteminin -gerek eğitime erişimin sağlanması, gerekse sosyal eşitlik vb. diğer nitelikleri itibariyle- yeniden ele alınması, mevcut eksikliklerin saptanması ve giderilmesi için bir zorunluluk olarak görülmelidir.
  • Öğe
    Son Hun hükümdarı He-lian Bobo adına kazınan Bengü Taş
    (2019) Kapusuzoğlu, Gökçen
    407-431 yılları arasında ayakta kalan Xia Hanedanı, Hunların Tiefu soyundan gelen He-lian Bobo tarafından kurulmuş ve 418 yılında Çin başkenti Chang An’ın ele geçirilmesiyle Bobo gücünü ikiye katlamıştır. Bu başarı sonrasında ise kurucu lider He-lian Bobo’nun başarılarını anlatan bir bengü taş başkent Tongwan şehrine dikilmiş, yine Bobo’nun ağzından başarıları bu taşa kazınmıştır. Çince kaynaklardan Jin Hanedanı Kayıtları’ndaki He-lian Bobo biyografisi içerisinde yer alan bengü taş, bu çalışma ile dilimize kazandırılmıştır. Bunun yanı sıra Bobo’nun dış görünüşü, en sadık adamlarından Chigan A-li ile olan ilişkilerinin başlangıcı ve Tabgaçlara karşı verdiği mücadeleye değinilmiştir. Ayrıca Xia soyu ve Chunwei bağlantısı ile He-lian Bobo’ya uzanan silsile ele alınmıştır.
  • Öğe
    Göktürklerin ‘Güney Kağanı’: Yan Zhiwei
    (2019) Kapusuzoğlu, Gökçen
    İlteriş Kağan öldükten sonra 692 yılında Göktürk tahtına oturan Kapgan Kağan, yirmi dört yıl tahtta kalmış ve Çin karşısında büyük başarılar elde etmiştir. Kaynaklarda Çin’in kadın hükümdarı Wu Zetian’i dize getirdiği ve bu sayede pek çok talebinin yerine getirildiği görülmektedir. Kapgan’ın bu gücünden etkilenen Yan Zhiwei adlı Tang memuru, Kapgan’a tâbi olmuş ve kendisine ‘Güney Kağanı’ unvanı verilmiştir. Böylelikle Kapgan’la birlikte Çin’e akınlar düzenlemiş ve Çinli askerleri Kapgan’a direnmekten vazgeçirmeye çalışmıştır. Ancak bu davranışı hem kendinin hem de ailesinin katledilmesine sebep olmuştur. Bu çalışmada Çince kaynaklardan Yan Zhiwei hakkında kayıt bulunan Eski ve Yeni Tang Kayıtları, Zizhi Tongjian, Taiping Guang Ji adlı kaynaklar kullanılmış ve Yan Zhiwei’in biyografisi ile Kapgan’a elçi olarak gönderilişi sonrasında meydana gelen olaylar ele alınmıştır.
  • Öğe
    SUPSKY eğitim programı tasarımı modeli
    (2016) Selvi, Kıymet; Uysal, Derya; Polat, Mustafa; Sönmez Akalın, Tuğba; Köse, Canan; Yetim, Nihan
    "Eğitimde program geliştirme" ve "eğitim programı tasarımı" kavramları birbirine karıştırılan, birbirinin yerine kullanılan iki kavramdır. Bu durum, hem eğitim programı tasarımının adımlarının açık bir şekilde ortaya konulması ile ilgili çalışmaların yapılmasını olumsuz etkilemekte hem de "eğitimde program geliştirme" ve "eğitim programı tasarımı" kavramlarının kullanımında karmaşaya neden olmaktadır. Bu nedenle, çalışmada öncelikle eğitimde program geliştirme ve eğitim programı tasarımı kavramlarının benzer ve farklı yanları açıklanmış ve daha sonra bu kavramların birbirinin yerine kullanılması ile ilgili karışıklık giderilmeye çalışılmıştır. Bazı alan uzmanları program tasarım modellerini adım adım ortaya koymuş olsalar da program tasarım sürecinin adımlarını detaylı biçimde ortaya koyan sınırlı sayıda model vardır. Bu modeller program tasarımından çok program geliştirme modeli olarak adlandırılmıştır. Bu modellerden en yaygın olarak bilinenler Tyler Modeli, Taba Modeli, Taba&Tyler Modeli ve Saylor, Alexander& Lewis Modelidir. Program tasarım sürecinin aşamaları temel alınarak tasarlanmış olan SUPSKY Eğitim Programı Tasarımı Modeli; program tasarımı modeli olarak adlandırılması, tasarım süreçlerini detaylı bir şekilde açıklaması, program geliştirme ve program tasarımı arasındaki farkları ortaya koyması açısından alana katkı sağlayan bir çalışmadır. Nitel araştırma deseninin kullanıldığı araştırmada, model tasarlanırken Geleneksel Delphi (Conventional Delphi) ve Politika Delphi (Policy Delphi) olmak üzere iki tür Delphi tekniğinden faydalanılmıştır. Çalışmada, görsellerle ve teorik açıklamalarla desteklenen modelin yapısı tartışılmıştır
  • Öğe
    An examination of the researches related to teaching styles measurement instruments
    (2016) Güven, Meral; Polat, Mustafa; Yıldızer, Günay; Sönmez Akalın, Tuğba; Yetim, Nihan
    Bu   çalışmanın   amacı   eğitimcilerin   benimsediği   öğretim   stillerine   ilişkin   olarak   geliştirilmiş  model   ve   ölçme   araçlarından   Türkiye'de   hangilerinin,   hangi   sıklıkta   kullanıldıklarının  incelenmesidir.   Bunun   yanında   Türkiye'de   kullanılmayan   ölçme   araçlarının   belirlenmesi   ve  kullanılan   ölçme   araçlarına   ilişkin   yapılmış   geçerlik   ve   güvenirlik   çalışmalarının   yansıtılması  amaçlanmıştır.   Araştırma   kapsamında   doküman   incelemesi   yöntemi   kullanılarak   Yükseköğretim  Kurulu  Ulusal  Tez  Merkezi  veri  tabanında  bulunan  17  yüksek  lisans  ve  doktora  tezi  ile  Türkiye'de  2000-­--2015  yılları  arasında  ulusal  hakemli  dergilerde  yayınlanmış  19  makale  incelenmiştir.  Araştırma  sonuçlarına  göre,    uluslararası  alanyazında  22  öğretim  stili  modeli  ve  bunlara  dayanarak  geliştirilen  ölçme  araçlarının  bulunduğu;  bunlardan  beşininTürkçeye  uyarlandığı  görülmüştür.  Bunun  yanında  Türkiye'de  3  farklı  çalışmada  ölçme  aracı  geliştirildiği  ve  bu  araçların  geliştirilme  süreçlerinde,  yurt  dışında   geliştirilen   ölçme   araçlarının   model   alındığı   belirlenmiştir.   Türkiye'de   uyarlaması   yapılan  ölçme   araçlarından   araştırmalarda   en   çok   kullanılanın   Grasha   Öğretim   Stili   Envanteri   olduğu  görülmektedir.
  • Öğe
    Yetişkin Yeterliklerinin Uluslararası Değerlendirilmesi Programı (PIAAC)” sonuçları bağlamında Türkiye’de temel eğitim sorunlarını yeniden düşünmek
    (2018) Yıldız, Ahmet; Dindar, Hand; Ünlü, Derya; Gökçe, Nagihan; Kocakurt, Özben; Kıral, Aysu Özüstün
    Yetişkin Yeterliklerinin Uluslararası Değerlendirilmesi Programı (PIAAC)”nın 28 Haziran 2016 tarihinde açıklanan sonuçları, 24 ülke arasında Türkiye’nin tüm beceri alanlarında düşük puanlarla son sıralarda yer aldığını göstermektedir. Bu çalışmada PIAAC sonuçlarını Türkiye’de temel eğitimin öne çıkan sorunları bağlamında analiz etmek amaçlanmıştır. Bu amaca uygun olarak alanyazın ve belge taraması yöntemleri uygulanarak veriler elde edilmiştir. Elde edilen veriler tanımlayıcı araştırma yöntemiyle analiz edilmiştir. Nitekim PIAAC’ın Türkiye sonuçları, temel eğitimde hâlâ sürmekte olan erişim, katılım, nitelik ve cinsiyet eşitsizliği sorunlarının izdüşümü olarak ortaya çıkmıştır. Öyle ki Türkiye hem zorunlu eğitim öncesinde hem de zorunlu eğitim süresince eğitime katılımda diğer ülkelerden oldukça geride kalmıştır. Dahası Türkiye’de hem yaygın hem de örgün eğitim açısından temel eğitim düzeyinde nitelikle ilgili ciddi sorunlar bulunmaktadır. Eğitimin yukarıda anılan sorunlarının yanı sıra, toplumsal cinsiyet eşitliğiyle ilgili sorunları da PIAAC sonuçlarına yansımaktadır (örneğin, sözel okuryazarlık puanında kadın ve erkek arasındaki fark on bir puan, sayısal okuryazarlık sonuçlarında ise aradaki fark yirmi yedidir). PIAAC sonuçları ülkedeki örgün eğitim sisteminin -gerek eğitime erişimin sağlanması, gerekse sosyal eşitlik vb. diğer nitelikleri itibariyle- yeniden ele alınması, mevcut eksikliklerin saptanması ve giderilmesi için bir zorunluluk olarak görülmelidir.