Cilt 1 - Sayı 1 (Aralık 2019)

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 8 / 8
  • Öğe
    Zihinde kesişen mekânlar: Çölün öbür tarafı
    (Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi, 2019) Düşgün, Umut
    Tayfun Pirselimoğlu’nun 2018’de İletişim Yayınlarından çıkan Çölün Öbür Tarafı adlı eseri, yazarın aynı yayın evinden çıkan ikinci yapıtıdır. Daha önce 2016’ta Berber adlı eserini yine aynı yayın evinden yayımlayan Pirselimoğlu; Çöl Masalları (1996), Kayıp Şahıslar Albümü (2002), Malihulya (2003), Şehrin Kuleleri (2005), Kerr (2014) adlı eserlerin de yazarıdır. Çölün Öbür Tarafı anlatı içinde yazarın metinüstü olarak konumlandığı, ilginç tesadüflerin, kesişen hikâyelerin, fantastik ve tekinsiz mekanların yer aldığı; üslup olarak da romancının diğer eserleriyle konuşan bir anlatıdır. On yedi bölümden oluşan eser bir bütün olarak ele alındığında çeşitli noktalarından birbiriyle bağlantı kurulabilen ancak konu açısından ayrı olan bir anlatı olarak düşünülebilir.
  • Öğe
    Çeviride eşdeğerlik olarak devingen eşdeğerlik kombinasyonları
    (Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi, 2019) Durukan, Emra
    Bu çalışma, çeviri araştırmalarında mevcut eşdeğerlik tanımlarına dayanarak ve kuram ile uygulama arasındaki mesafeyi de küçülterek, tanımsal sınırları mümkün olduğunca geniş tutulmuş bir eşdeğerlik tanım önerisi hedeflemektedir. Bu bağlamda çeviribilimsel eşdeğerlik kavramını olabildiğince somut ve genel geçer ancak aynı zamanda kapsamlı bir şekilde anlama ve tanımlama anlayışı ön plandadır. Çalışmada önerilen kavram tanımının çok boyutlu olması ve çeviri durumuna bağlı olarak farklı eşdeğerlik boyutlarının farklı ağırlıklarla birleştirilmesi öngörülmüştür. Çalışmanın bir başka amacı, kalıplaşmış yapısalcı ve hatta kısmen işlevselci düşünme biçiminden sıyrılarak sadece yapı, işlev veya amaç gibi sabitleri değil, aynı zamanda konu, zaman ve mekân gibi çok boyutlu değişkenleri de dikkate alan bir yaklaşıma doğru yönelmektir. Bu vesileyle özne olarak çevirmene oldukça önemli bir rol atfedilmektedir. Bu betimleyici yaklaşımla, çeviribilimde eşdeğerlik kavramını tanımlama sorunsalına güncel bir çözüm önerisi amaçlanmaktadır. Bu yaklaşımda, birbiriyle farklı ağırlıklarla birleştirilebilir nitelikte olan ve böylece her bir çeviri durumu için yeni bir eşdeğerlik kombinasyonu oluşturması öngörülen beş adet metin içi ve metin dışı eşdeğerlik boyutu sınıflandırmasından yola çıkılmaktadır. Bununla birlikte, metin türleri / metin gelenekleri, çeviri amacı, çeviri işlevi, çeviri durumu ve çevirmen kavramları, bu yaklaşımın temel yapı taşlarını oluşturacaktır. Betimleyici bir yöntemle geliştirilen söz konusu tanım önerisi hem yapıyı (metin) hem işlevi (çeviri durumu) hem de özneyi (tercüman) kapsamaktadır.
  • Öğe
    Şiir, devrim ve toplum arası etkileşim 1919 Mısır devrim şiiri hakkında bir araştırma
    (Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi, 2019) Aly, Emad Abdelbaky
    Bu çalışma devrim şiirinin dili ile sloganlarının ilişkisine ve bu sloganların devrim şiirindeki fonksiyonel kullanımına ışık tutuyor. Zira bu sloganlar milletin hafızasının bir parçası haline gelmiştir. 1919 devriminde kullanılan pek çok şiir ve slogan hafızlara kazınıp edebiyata kazandırıldı. Bu şiirin eski zamanlardan beri var olan milli hadiseleri tespit edip belgelendirme rolüne dayanıyor. Devrim toplumun ahlakını ve inançlarını etkiler. Aynı zamanda dilini ve edebiyatta da kullanılan günlük konuşma dilindeki terkipleri de etkiler. Bu tesiri kelimelerin işaret ettiği manaların değişip yeni anlamlar kazanmasında, yapısının değişmesinde veya tamamen yeni ortaya çıkmış mecazi bir ifadede görmek mümkündür. 1919 devrimi ile alakalı şiir cümlelerinde kullanılan farklı dil üslupları o süreçte Mısırda yaşanan olayları ve sosyal değişimleri yansıtmaktadır. Ve mevzu bahis metinlerle etkileşimden dolayı bu artmıştır. Devrim ile şiir birbirine benzer. Zira her ikisi de değişimi hedefler. Aynı zamanda ikisi de vakıanın (gerçeğin) bir yansımasıdır. Dil gerek görsel gerekse işitsel iletişim araçlarıyla –ki ikisinde de vasıta dildir- topluma tesir etmek suretiyle devrime etki edebilir. Böylece 1919 Mısır devrimini ve bu süreçteki Mısır toplumunu anlatan yeni terkipler ortaya çıktı. Ve bu, sözlüğe devrimle ilgili kelimeler eklenmesine yardım etti. Araştırma pek çok sonuca ulaştı. Özetle bazıları şöyle: Devrim şiiri dili ve sloganları arasındaki ilişkiye -mitinglerde şahıslar için atılan ve daha sonra toplum hafızasına kazınan sloganlar vasıtasıyla- ışık tutuldu. Şiirin tarih boyunca üstlendiği büyük milli olayları ve önemli günleri tespit rolüne uygun olarak 1919 devriminde kullanılan bu sloganların bir kısmı edebiyata kazandırıldı.
  • Öğe
    Turkish Efl learners' perspectives on interchange series
    (Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi, 2020) Şendoğan Erdoğan, Kübra
    Textbooks are of great importance for English Language teaching, especially in an educational setting. ELT textbooks are seen as a facilitator type of ELT material. Finding the appropriate textbooks for the learners and the intended outcomes is a challenging issue. After choosing and using a book, it is significant to monitor its th strengths and weaknesses. This paper aims to evaluate the Interchange 5 edition series. The results of the research provide data to the stakeholders as to whether the given series is suitable for the target audience. In addition, the book's strengths and weaknesses, and how much it responds to needs is also informational for publishers.
  • Öğe
    The evolution of estate poetry in the seventeenth century English literature
    (Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi, 2020) Salman Korbut, Volha
    The seventeenth century England saw the increase in the use and popularity of estate poetry as a sub-genre of the pastoral. This paper argues that though estate poetry contains some topics common to the genre of the georgic, such topics as the praise of country life, the retreat from the corruption of the court, the construction of idyllic utopias, as a contrast to the devastating reality of the English Civil War (1642-1649) have more to do with the genre of the pastoral than with literature on the subject of husbandry. This paper presents a contrastive study of “To Penshurst” (1616) by Ben Jonson, in which the author presents Penshurst - the great Sidney country estate - and ethical, religious and interpersonal values inside its household as a paragon for the corrupted Jacobean state. Being the first and one of the most important examples of estate poetry, the poem represents the primary stage of the sub-genre, while its post Civil War successor – Andrew Marvell's “The Garden” (1653), which highlights the retreat into the ideal and harmonious world of one's soul rather than the seclusion of a country house, exemplifies the final stage any sub-genre can evolve into in the process of its development according to Alastair Fowler's system of generic transformation, elaborated in Kinds of Literature (1987).
  • Öğe
    Roman reel hayatın kılavuzu olabilir mi? Ve Ahmed Midhat
    (Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi, 2019) Gemili, Volkan
    Kurmaca metinler kendine has bir gerçekliğe sahiptir. Bu gerçeklik reel hayatın gerçekliğine çok yakındır. Kurmaca eserlerin yaşama bu yakınlığı zaman zaman birçok yazarın aklına romanların gerçek yaşama rehberlik yapıp yapamayacağı fikrini doğurmuştur. Yani romanlar herhangi bir şekilde okuruna gündelik hayatında bir yol haritası olabilecek midir, bireylerin ileriki yaşamlarında bir pusula görevi görebilecek midir? Dünya edebiyatında birçok yazar yahut araştırmacı buna benzer sorulara cevap aramıştır. Romanın reel hayatın bir kılavuzu olup olamayacağı sorularını eserlerinde yazarak cevaplama gayretinde bulunan yazarlar da vardır. Türk edebiyatında bu sualleri yanıtlamaya çalışanlardan birisi Ahmed Midhat Efendi’dir. Midhat Efendi roman ve hikâyelerinin satır aralarında bu suale: “Roman reel hayatın bir kılavuzu olabilir.” cevabını vermiştir. Ahmed Midhat’a göre gençlere romanlar okutarak onların ahlakî yönü şekillendirilebilir, talim ve terbiyesi yapılabilir; ayrıca gençler gerçek yaşamdaki hüviyetlerini kazanmadan önce yaşamın iyi ve kötü birçok gerçekliğini hayatı tecrübe etmeden evvel romanlardan okuyarak öğrenebilir. Böylelikle gerçek yaşamın zorluklarına karşı daha kolay metanet gösterebilir. Kısaca Ahmed Midhat’a göre roman hayatın bir ön provası ve kullanma kılavuzu olabilir.
  • Öğe
    Verde el-Yazıcı: Hayatı ve edebî kişiliği
    (Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi, 2019) Yücetürk, Gamze
    Osmanlı yönetimi altındaki Lübnan’da edebiyat ve ilim camiasının önde gelen ailelerinden birinde yetişmiş Verde el-Yazıcı, o dönemin şartları göz önüne alındığında sadece Ortadoğu’daki değil, Dünya genelindeki diğer kadınlara göre şanslı sayılacağı ayrıcalıklara sahip olmuştur. Erken yaşta şiir yazmaya başlayan el-Yazıcı, yaşadığı dönemde Arap şiir geleneğini yeniden canlandırması ve çağdaşı kadın şairlere öncülük etmesi bakımından önemlidir. Ne var ki edebiyat tarihi araştırmaları onun çalışmalarını ve katkılarını göz ardı etmiştir. Bu makalede hakkında çok az kaynağa ulaşılan Verde el-Yazıcı’nın yetiştiği ortam, hayatı ve edebî kişiliği ile çalışmaları hakkında bilgi verilerek şairin Arap edebiyatıyla ilgilenenlere tanıtılması amaçlanmıştır.
  • Öğe
    Çinceden yapılan çeviri hataları
    (Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi, 2019) Okay, Bülent
    Eskiden uzaklık ifade eden “Çin” günümüzde adeta çok iyi tanıdığımız kapı komşumuz olmuştur. “İlim Çin’de bile olsa gidip öğreniniz” ifadesi dilden dile dolaşırken günümüzde Çin malları elden ele dolaşmaktadır. Çin’in dış dünyaya açılması Türkiye’de de karşılığını bulmuş, Çin her yönüyle Türkiye’de hissedilmeye başlanmıştır. Piyasaları saran Çin malları dışında, Çince dil kursları, Çinceden yapılan çeviriler rağbet görmeye başlamıştır. Bunun sonucunda da Çin ile ilgili doğru yanlış, kaliteli kalitesiz ne kadar ürün ve bilgi varsa ülkemize yoğun bir biçimde girmiştir. İnsan; herhangi bir eşyayı satın alırken aldığı malın kalitesini onun en azından fiyatına bakarak ölçebilme şansına sahiptir. Ancak söz konusu kitaplardaki bilgi olunca aynı şansa sahip değildir. Çin ile ilgili yazılan kitapların ve çeviri eserlerin doğruluğunu sorgulama imkânı bulunmamaktadır. Bu da bilgi kirliliğine yol açmakta ve toplum yanlış bilgilendirilmektedir. Bunun sonucunda da telafisi mümkün olmayan hatalar bilgi dünyasında yerini almaktadır.