İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Ekonometri Bölümü, Makale Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 20 / 21
  • Öğe
    KARESEL ATAMA PROBLEMİ İÇİN BULANIK ADAPTİF ÇAPRAZLAMALI GENETİK ALGORİTMA ÖNERİSİ*
    (2020) Pala, Osman
    Karesel atama problemi çok farklı alanlarda farklı tipleriyle karşılaşılabilen bir problem türüdür. Birbiri arasında akış olan faaliyet noktalarının birbiri arasında belirli mesafe olan lokasyonlara atanmasına dayanan ve akış ile mesafenin birlikte ele alınması gereken problemin, klasik çözüm yöntemleri ile çözümü oldukça zor olmakta ve çoğunlukla sezgisel algoritmalar ile uygun çözümler elde edilebilmektedir. Çok sık kullanılan sezgisel algoritmalarından biri ise Genetik Algoritma’dır. Genetik Algoritma rassallık içeren prosedürlere sahip, canlıların evrimini taklit eden oldukça başarılı bir yöntemdir. Algoritmanın en önemli prosedürlerinden bir tanesi ise çaprazlama işlemidir. Karesel atama problemi için literatürde sıklıkla pozisyon temelli çaprazlama tercih edilmektedir. Pozisyon temelli çaprazlamada kaç adet noktanın sabit kalacağı ve bu değerin nasıl belirleneceği önemli bir durumdur. Çalışmada, sabit tutulan nokta sayısını önceden belirli değerler ile ele alan klasik Genetik Algoritma yaklaşımları ile önerilen yöntem olan bulanık adaptif yaklaşım kıyaslanmıştır. Yapay zekanın bir türü olan Bulanık Mantık teorisinden faydalanan bulanık adaptif yaklaşım sayesinde algoritmanın çözüm esnasında elde ettiği bilgiler kullanılarak parametreler kontrol edilmekte ve algoritmanın arama yönü daha akıllı bir şekilde değişebilmektedir. Önerilen yöntemin etkinliğini değerlendirebilmek için literatürde yer alan karesel atama problem örneklerinden yararlanılmıştır. Sonuçların değerlendirilmesi ile Genetik Algoritma’da bulanık adaptif yaklaşımın etkinliği ortaya çıkmıştır.
  • Öğe
    Kamu yönetiminde vergi-demokrasi ilişkisi: Montesquieu paradoksunun Türkiye için sınanması
    (2020) Saraçoğlu, Fatih; Erul, Rana Dayıoğlu; Kaplan, Emin Ahmet
    Bu çalışmada, hem kamu yönetiminde hem de ekonomi politikalarında önemli rol oynayan vergi ve demokrasi arasındaki ilişki ülkemiz için incelenmiştir. Bu doğrultuda, vergi yükünün demokrasiyi belli bir düzeye kadar artırdığı, bir eşikten sonra ise azalttığı varsayımına dayanan Montesquieu paradoksunun sınanması hedeflenmiştir. Bu ilişkinin belirlenmesinde, nicel unsurların yanı sıra, vergi kültürünün de etkili olduğu düşüncesinden hareketle, daha etkin değerlendirmeler yapabilmek amacıyla paradoksun yalnızca ülkemiz için sınaması yapılmıştır. Yapılan analiz sonucunda, Montesquieu paradoksu ülkemiz için doğrulanmış ve vergi ile demokrasi ilişkisinin paralellik gösterdiği eşik değer tespit edilmiştir.
  • Öğe
    Türkiye için uluslararası sağlık turizmi talebinin kantitatif çerçevede değerlendirilmesi
    (Süleyman Demirel Üniversitesi, 2022) Öztürk, Yunus Emre; Özcan, Mehmet
    Sağlık Turizmi kavramı, turizm araştırmaları literatüründe önemli bir konu olarak gündeme gelmektedir. Sağlık turizmi insanların tedavi amacıyla yaşadıkları bölge dışında bir yere seyahatlerini içerir. Sağlık turizmi sağlık amaçlı uluslararası hareketlilik potansiyelini kullanarak sağlık kurumlarının gelişmesine ve büyümesine imkân veren bir sektördür. Doğal imkânlarından ve göreli düşük seyahat maliyetlerinden ötürü Türkiye küresel sağlık turizmi pazarında önemli bir oyuncu olabilir. Bu nedenle son yıllarda çeşitli kurumlar Türkiye’nin sağlık turizmi potansiyelini araştırmaya başlamıştır. Bu çabalara katkı sağlamak amacı ile çalışma Türkiye’ye yönelen sağlık turizmi talebini ampirik olarak modellemeye odaklanmıştır. Çalışmanın amacına ulaşmak için üç adet model kurulmuş ve tahmin edilmiştir. Sonuçlar iki önemli hususa dikkat çekmektedir. Öncelikle Türkiye’nin sağlık turizmi için kullanılabilir verileri yetersiz ve zayıftır. İkinci önemli sonuç olarak, sağlık turistlerinin geçmiş ziyaretlerden edindiği tecrübe ve deneyimin Türkiye’nin sağlık turizmi ziyaretçi sayısı üzerindeki etkisinin zayıf olduğu bulunmuştur.
  • Öğe
    Demografik göstergelerin enflasyonla ilişkisi: Avrupa Birliği örneği
    (2021) Kaplan, Emin Ahmet; Burgaz, Neslihan
    AB ülkelerinin “baby boom” sonrası kadın başına düşen çocuk sayısı hızla azalmış ve günümüzde bu sayı nüfusun yenilenme düzeyinin altında seyretmiştir. Kadın başına çocuk sayısının azalması nedeniyle genç bağımlı nüfus ve çalışma çağındaki nüfus yapısı da etkilenmiştir. Bu süre zarfında bilim, teknoloji ve sağlık sistemindeki gelişmeler neticesinde ölüm oranları azalmış ve yaşlı bağımlı nüfus artmıştır. Doğum ve ölüm oranlarındaki azalışın demografik göstergelere yansıması toplam talep ve toplam arz aracılığıyla enflasyonu etkilemektedir. Bu kapsamda çalışmada AB ülkelerinde 1996-2020 dönemine ait demografik göstergelerin enflasyon üzerinde etkisini test etmek için panel veri analizi yapılmıştır. Bağımlı değişken olarak enflasyon, bağımsız değişken olarak ise demografik göstergeler, GSYH ve işsizlik kullanılmıştır. Analiz sonucuna göre yaşlı bağımlı nüfusun, ekonomik büyümenin, işsizliğin, çalışma çağındaki nüfusun enflasyonu düşürdüğü, genç bağımlı nüfusun ve nüfus artış hızındaki artışın ise enflasyonu yükselttiği tespit edilmiştir.
  • Öğe
    Eş maliyetli küme kapsama problemi için adaptif gözlem ağırlıklandırmaya dayalı bir yerel arama algoritması önerisi
    (Süleyman Demirel Üniversitesi, 2021) Pala, Osman
    Gerçek hayatta işletmelerin karşılaştığı birçok problemin modellenebildiği eş maliyetli küme kapsama problemi, temel bir matematiksel problemdir. Problemde, veri setinde yer alan gözlemlerin tamamını barındıracak şekilde en az sayıda küme seçilmesi amaçlanmaktadır. Tam sayılı programlama şeklinde ifade edilen problemin çözümünde, klasik ve kesin sonuç veren yöntemlerin yetersiz kalması nedeniyle çeşitli iteratif yaklaşımlar kullanılmaktadır. Bu yaklaşımlardan biri ise yerel arama algoritmalarıdır. Çalışma kapsamında problemin kendi yapısına uygun ve gözlemleri adaptif ağırlıklandırmaya dayalı bir yerel arama algoritması önerilmiştir. Adaptif yapı kullanılarak oluşturulan değişkenler için, optimizasyon sürecinde elde edilen çıktılar girdi parametreleri olarak ele alınmıştır. Bu sayede yerel arama yaklaşımının daha akıllı hale getirilmesi amaçlanmıştır. Önerilen adaptif metot, örnek eş maliyetli küme kapsama problemlerinin çözümünde kullanılmış ve performansı literatürde yer alan diğer adaptif yöntemlerle kıyaslanmıştır. Sonuçlar incelenerek, geliştirilen metodun etkinliği ortaya konmuştur.
  • Öğe
    Savunma ihracatı ve iktisadi büyüme: Küresel silah pazarında üst sıralara tırmanan gelişmekte olan ekonomiler için ampirik bir değerlendirme
    (Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi, 2021) Özcan, Mehmet
    İkinci Dünya Savaşı’nın ardından yaşanan Soğuk Savaş’ın şekillendirdiği uluslararası silah pazarının aktörleri ve dinamikleri bugüne dek çok az değişime uğramıştır. Sovyetler Birliği’nin yıkılması ve Çin gibi bir başka önemli aktörün devreye girmesi ile küresel güvenlik algıları değişmiş ve silah ticaretinde ihracatçı yeni ülkeler dikkat çekmeye başlamıştır. Bu çalışma, silah ihracat hacmini son yirmi yılda önemli ölçüde arttırabilmiş beş gelişmekte olan ekonomiyi dikkate alarak bir panel ekonometrik analiz gerçekleştirmekte ve savunma ihracatının iktisadi büyüme üzerindeki etkilerini araştırmaktadır. Ampirik bulgulara göre, ithalatı arttırmadan silah ihracatını arttırmanın dikkate değer bir oranda büyümeye destek olacağı sonucuna varılmıştır. Ayrıca, silah ihracatını arttırmanın askeri harcamaların büyüme üzerindeki olumsuz etkilerini de azaltacağı tespit edilmiştir.
  • Öğe
    Detection and identification of mean shift using independent component analysis in multivariate processes
    (Taylor & Francis Ltd., 2021) Güler, Zümre Özdemir; Bakır, Mehmet Akif
    Multivariate Statistical Process Control (MSPC) methods are used commonly to detect and identify shifts in multivariate industrial processes. However, these methods are limited by assumptions and complexities. In this study, a new two-stage MSPC approach based on independent component analysis is proposed. The proposed method aims to provide solutions to both the determination and the identification of the shift in the mean vector of a multivariate process. In the first step of this new method, independent components extracted by ICA were used as monitoring statistics in the MSPC chart to detect the shift in the process. The second step of the method started to deal with the problem of identifying the source of this shift by decomposing the monitoring statistics. The simulation results show the superiority of the new method over traditional methods in both determining and identifying the shift in the process mean vector.
  • Öğe
    Kuadratik atama problemine yeni bir melez karınca kolonisi optimizasyon algoritması önerisi
    (Çukurova Üniversitesi, 2020) Pala, Osman
    Günümüzde işletmeler çok farklı tiplerde karar problemleri ile uğraşmak durumundadırlar. Kuadratik atama problemi ise işletmelerin karşılaştıkları bu tip problemlerin birçoğu için model olarak kullanılabilmektedir. Problem, aralarında iş akışı bulunan aktivite merkezlerinin lokasyonlara yerleştirilmesi olarak ifade edilebilmektedir. Problemin modelinde doğrusal olmayan fonksiyonlar ve tam sayılı değişkenler bulunması sebebiyle çözümünde yaklaşık iyi çözümler üreten sezgisel yaklaşımlar çoğunlukla tercih edilmektedir. Çalışma kapsamında, kuadratik atama problemi için Karınca Kolonisi Optimizasyon Algoritması ile yerel arama birleşiminden yeni bir melez sezgisel algoritma geliştirilmiştir. Önerilen yaklaşım, farklı yerel arama metotları ile hibritleştirilmiş algoritmalarla ve klasik sezgisel yaklaşımla kuadratik atama probleminin çözümünde örnek problemler üzerinden kıyaslanmıştır. Yöntemlerden elde edilen çözüm değerlerine göre önerilen yaklaşımın çözüm performansının etkili olduğu görülmektedir.
  • Öğe
    Çok boyutlu sırt çantası problemi için yeni bir melez genetik algoritma önerisi
    (Gümüşhane Üniversitesi, 2020) Pala, Osman
    Bir tam sayılı programlama problemi olan Çok Boyutlu Sırt Çantası Problemi, işletmelerin karşılaştığı çeşitli tipte problemlerin analizi ve çözümü için bir matematiksel zemin görevi görmektedir. Problemin matematiksel modelini oluşturan değişkenler ve kısıtların adetleri çoğaldığında ise problem sıklıkla optimuma yakınsayan değerleri bulabilen sezgisel yaklaşımlar ile çözülmektedir. Popülasyon temelli bir sezgisel algoritma olan Genetik Algoritma problemin çözümünde önde gelen yaklaşımlardan bir tanesidir. Bu çalışma kapsamında problemin çözümü için, başlangıç popülasyonunu iyileştiren bir yerel arama ile güçlendirilmiş yeni bir melez Genetik Algoritma önerilmiştir. Önerilen algoritma standart Genetik Algoritma ile örnek problemlerin çözümü üzerinden karşılaştırılmıştır. Sonuçlar incelendiğinde önerilen melez Genetik Algoritma’nın Çok Boyutlu Sırt Çantası Problemi’nde daha yüksek başarım elde ettiği görülmüştür.
  • Öğe
    Bulanık parçacık sürü optimizasyon yaklaşımı temelli kümeleme
    (2020) Pala, Osman; Aksaraylı, Mehmet
    Aynı özelliklere sahip gözlem noktalarını, özelliklerinin aldığı değerler açısından gruplara ayırma işlemine kümeleme analizi adı verilmektedir. Makine öğrenmesi tekniklerinden olan kümelemede amaç, gözlem noktalarını gruplayarak farklı gruptaki gözlem noktaları için farklı stratejiler uygulanmasının sağlanmasıdır. Birçok bilim dalında kullanılan kümelemede, küme sayısı gibi ön bilgilerin bulunmadığı durumlarda işlem zorlaşmaktadır. Küme sayısı önceden belirli olmadığı durumlarda, uygunluk fonksiyonuna göre küme sayısını belirleyebilen sezgisel algoritmalar kullanılabilmektedir. Çalışmada, önerilen Bulanık Parçacık Sürü Optimizasyonu sezgisel algoritmasının ve uygunluk fonksiyonunun kümelemedeki başarısını değerlendirebilmek adına kümeleme analizinde sıklıkla kullanılan veri setlerinden faydalanılmıştır. Analiz sonuçlarına göre önerilen algoritmanın doğru küme sayısını bulmada ve gözlemleri doğru gruplamada klasik yaklaşıma göre daha yüksek başarım gösterdiği gözlenmiştir.
  • Öğe
    E7 ülkelerinde ekonomik özgürlük ve doğrudan yabancı sermaye yatırımları: Panel veri analizi
    (Adıyaman Üniversitesi, 2020) Özcan, Mehmet; Akar, Gökhan
    Doğrudan yabancı yatırımların (DYY) ekonomik büyümeye olumlu katkısına literatürde vurgu yapılmaktadır. Bu kapsamda diğer makro ekonomik değişkenler üzerinde beklenen pozitif dışsallıkları nedeniyle DYY önemli bir faktör olarak kabul edilmektedir. Bu nedenle doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının ekonomilere daha fazla giriş yapmasını sağlayacak belirleyiciler bulunmaktadır. Ekonomik Özgürlük Endeksi’nin bu belirleyicilerden biri olabileceği varsayılmaktadır. Bu çalışmanın amacı E7 ülkeleri olarak ifade edilen Çin, Hindistan, Brezilya, Rusya, Endonezya, Meksika ve Türkiye örnekleminde ekonomik özgürlükler ve doğrudan yabancı sermaye yatırımları arasındaki ilişkiyi incelemektir. Çalışmada değişkenler için 1996-2018 dönemine ait veriler kullanılarak, panel veri yöntemiyle analiz edilmiştir. Panel veri setinde yer alan değişkenler arasındaki yatay kesit bağımlılığı Pesaran (2004) testi ile sınanmıştır. Çalışmada elde edilen Dumitrescu ve Hurlin (2012) Granger nedensellik testi sonuçlarına göre ekonomik özgürlüklerden doğrudan yabancı sermaye yatırımlarına doğru herhangi bir nedensellik ilişkisi tespit edilememiştir.
  • Öğe
    Yenilikçi davranış ölçeğinin (YDÖ) Türkiye’ye uyarlama çalışması
    (Anadolu Üniversitesi, 2020) Pala, Osman; Turan, Nuray
    Bu araştırmanın amacı, Lukes ve Stephan’ın (2017) geliştirdiği Yenilikçi Davranış Ölçeği (YDÖ) Türkçe formunun geçerlilik ve güvenirliğini test etmektir. Çalışmanın örneklemi akademisyenlerden oluşmaktadır. Elde edilen bulgular, ölçeğin orjinali ile aynı faktörlere sahip olduğunu göstermiştir. Bunlar “fikir üretimi, fikir arama, fikir iletişimi, uygulamaya başlama faaliyetleri, diğerlerini dahil etme, engellerin üstesinden gelme ve yenilikçi çıktı” olmak üzere yedi faktördür. Ölçeğin içsel tutarlılık ve güvenilirlik değerleri hem ölçeğin geneli hem de tüm faktörler için uygun çıkmış ve sonuçlar birlikte değerlendirildiğinde ölçeğin tamamının güvenilir olduğu görülmüştür. Genel olarak yapılan analizler dikkate alındığında, Türkiye’de yenilikçi davranışı ölçmek amacıyla uyarlanan bu ölçeğin geçerli ve güvenilir bir ölçme aracı olduğunu söylemek mümkündür. Böylece ölçeğin, gelişime açık bir alan olarak yenilikçi davranış ölçümü için yararlı olacağı düşünülmekte, gelecekte farklı araştırmalarda bağımlı ve bağımsız değişken olarak kullanılması önerilmektedir. Aynı zamanda ölçeğin bu haliyle organizasyonlar için uygulamada çalışan davranışı ölçümlerine ve geliştirilecek eğitim-geliştirme programları ile projelere destek olacağı öngörülmektedir.
  • Öğe
    Idocriw ve Marcos temelli BIST ulaştırma işletmelerinin finansal performans analizi
    (Kafkas Üniversitesi, 2021) Pala, Osman
    Küreselleşen dünyada üretimin ve ticaretin ayrılmaz bir parçası haline gelen ulaştırma sektörünün önemi günden güne artmaktadır. Ulaştırma sektöründe yer alan işletmelerin verimliliği ilişkili olduğu diğer sektörleri ve tüm ekonomiyi etkilemektedir. İşletmelerin finansal performansı yapmaları gerekenleri ne kadar doğru yaptıklarını ifade eden bir ölçüt olarak görülmektedir. Ekonomik kriz dönemlerinde güçlü finansal performansa sahip olan işletmelerin konjonktürel dalgalanmalardan daha az hasarla çıkabilmeleri mümkün olabilmektedir. Covid-19 pandemisi yarattığı ekonomik kriz tüm sektörlerde olduğu gibi ulaştırma sektöründe de yaşanmaktadır. Çalışma kapsamında BIST Ulaştırma endeksinde işlem gören işletmelerin 2019 ve 2020 senelerinde göstermiş oldukları finansal performansları, IDOCRIW ve MARCOS yaklaşımları birlikte kullanılarak analiz edilmiştir. Sonuçlar değerlendirildiğinde ekonomik kriz ortamına güçlü finansal performans ile girmenin önemi ortaya çıkmıştır.
  • Öğe
    Çalışmada akış deneyimi ölçeğinin (ÇADÖ) Türkçe uyarlaması: Geçerlik ve güvenirlik çalışması
    (Ankara Üniversitesi, 2021) Turan, Nuray; Pala, Osman
    Bu araştırmanın amacı, 2008 yılında Bakker tarafından geliştirilen Çalışmada Akış Deneyimi Ölçeği (ÇADÖ) Türkçe formunun geçerlilik ve güvenirliğini test etmektir. Çalışmanın örneklemini, 135 akademisyen ve 117 öğretmen oluşturmaktadır. Elde edilen sonuçlara göre ölçeğin iki boyutlu bir yapıya sahip olduğu tespit edilmiştir. Bu boyutlardan orijinal ölçekte yer alan “çalışmaya kendini verme” boyutu bu çalışmada aynı sonucu vermiş; “çalışmadan keyif alma” ve “içsel çalışma motivasyonu” boyutları ise, orijinal ölçekten farklı olarak tek boyutta birleşmiştir. Birleşen iki boyuttan oluşan bu yeni boyut “çalışmada içsel keyif” olarak adlandırılmıştır. Sonuç olarak, ölçeğin bu haliyle farklı sektörlerde ve örneklemlerde çalışmada akış deneyimi yaşama hakkında çalışma yaşamına dair çıkarımlarda bulunabilmek için yararlı olacağı düşünülmektedir. Ayrıca, bu ölçeğin, gelecekte farklı araştırmalarda bağımlı ve bağımsız değişken olarak kullanılması önerilmektedir.
  • Öğe
    Reel Döviz kuru ve turizm geliri ilişkisi: Yapısal kırılmalı VAR analizi
    (Ömer Halisdemir Üniversitesi, 2021) Akar, Gökhan; Özcan, Mehmet
    Döviz kurları ve turizm arasındaki ilişki, ziyaret edilecek ülkenin ulusal para biriminin değer kaybetmesi (kazanması) sonucunda yabancı ziyaretçilerin seyahatlerinin daha ucuz (pahalı) hale gelmesinden dolayı ortaya çıkmaktadır. Çünkü turistlerin seyahat maliyetlerini hesaplaması açısından döviz kuru seviyesi önemli bir rol oynamaktadır. Bu çalışmanın amacı Türkiye'de reel döviz kuru ve turizm gelirleri arasındaki ilişkiyi incelemektedir. Bu amaçla 2012-2019 dönemi aylık veriler kullanılarak incelenmiştir. Çalışmada serilerde gözlenen yapısal kırılmalara yoğunlaşmak amaçlandığından, durağanlık analizi aşamasında yapısal kırılmayı dikkate alan birim kök testlerinden faydalanılmıştır. VAR modeli için her iki seriye yönelik iki farklı kukla değişken tanımlanmıştır. Bunun sonucunda da standart bir VAR modeli yerine yapısal VAR modeli oluşturulmuş ve tahmin yöntemi olarak Genelleştirilmiş En Küçük Kareler yöntemi kullanılmıştır. Çalışmada elde edilen bulgulardan hareketle Türkiye'de belirtilen dönem için döviz kuru ve turizm gelirleri değişkenlerinde yaşanılan değişime karşı verdikleri tepki önemsenmeyecek düzeyde olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Varyans ayrıştırması sonucunda elde edilen bulgular bu durumu destekler niteliktedir. Bu doğrultuda turizm gelirleri ve döviz kuru değişkenlerinin incelenen dönem için birbirleri üzerinde dikkat değer bir etkilerinin olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
  • Öğe
    Bulanık analı̇tı̇k hı̇yerarşı̇ prosesı̇ ve meslek seçı̇mı̇nde uygulanması
    (2016) Pala, Osman
    Günümüzde bireylerin hayatlarında vereceği en önemli kararlardan birisi meslek seçimidir. Kararı etkileyen birden çok ve farklı ağırlıkta kriterlerin mevcut olması ve olası alternatiflerin zorlaştırmaktadır. Grup karar vermede, klasik çok kriterli karar verme metotlarının kişilerin öznel tercihlerini değerlendirmelere yansıtmadaki zorluklarını aşmak için geliştirilen Bulanık Analitik Hiyerarşi Prosesi, tercihleri bulanık sayılarla ifade ederek çok daha etkin çözümler sunmuştur. Bu çalışmanın amacı meslek seçiminde etkin olan faktörlerin belirlenmesi ve alternatiflerle olan ilişkilerinin ortaya konmasıdır. Bunun için Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi Ekonometri Bölümü özelinde gelecek yıl mezun olacak öğrenciler ile bu çalışma gerçekleştirilmiştir. Tüm analizler AHP ve Bulanık AHP yöntemiyle yapılmış ve sonuçlar karşılaştırılmıştır
  • Öğe
    Dayanıklı (robust) regresyon: Karşılaştırmalı simülasyon çalışması
    (2020) Büyükkör, Yasin; Şehirlioğlu, Ali Kemal
    Günümüzde birçok araştırmacı regresyon analizinde hata teriminin dağılışının Gausyan (Normal) olduğunu varsaymakta ve regresyon parametrelerinin tahminini yaparken için En Küçük Kareler (EKK) yöntemini kullanmaktadır. Ancak uygulamada normal dağılış varsayımı kabul edilse bile artıklar genellikle normal dağılıştan farklı bir dağılış göstermektedirler. Özellikle veri setinde bulunan sapan gözlemler veya sapan gözlem olduğundan şüphelenilen gözlemler, verilerin normallik varsayımını bozmakta ve EKK yöntemi ile yapılan parametre tahminleri hatalı (sapmalı) olmaktadır. Araştırmacılar böyle durumların üstesinden gelebilmek için son yıllarda sıklıkla kullanılan dayanıklı (robust) yöntemleri kullanmaktadırlar. Bu yöntemlerin arasında en çok kullanılan M- tahminciler (En Yüksek Olabilirlik tipi) gelmektedir. M- tahminleme yöntemi, En Çok Olabilirlik (MLE) yönteminin genelleştirilmiş bir versiyonudur ve EKK yöntemi de bir M- tahminci olarak bilinmektedir. M- tahminleme yöntemi, eldeki veri setine uygun bir amaç fonksiyonunu minimize ederek parametre tahminlerini iteratif olarak elde etmektedir. Bu çalışmada farklı senaryolar ele alınarak EKK yöntemi, Huber M- tahminleme yöntemi ve Tukey Bisquare M- tahminleme yöntemi karşılaştırılmıştır. Ayrıca bu yöntemlerin amaç, etki ve ağırlık fonksiyonları incelenmiştir. Regresyon parametreleri tahminlenirken İteratif Olarak Tekrar Ağırlıklandırılan En Küçük Kareler (IRWLS) yöntemi kullanılmıştır. IRWLS yönteminde bir başlangıç çözümü uygun bir tahminleme yöntemiyle seçilir (Örn: EKK) ve M- tahminleme yöntemlerinin ağırlık fonksiyonları kullanılarak Ağırlıklı EKK yöntemiyle iteratif olarak parametre tahminleri elde edilir. Elde edilen parametre tahminleri Ortalama Karesel Hata (MSE), Sapma ve R2 kriterleri açısından karşılaştırılmıştır. Eğer veri seti normal ise en kullanışlı yöntem EKK iken veri setinde kirlenme (contaminated) veya sapan gözlem olduğunda EKK yönteminin etkinliğini kaybettiği görülmüştür. Özellikle açıklanan değişken Y yönünde sapan gözlem olduğunda Huber ve Tukey M- tahminleme yöntemleri EKK’ya göre daha iyi sonuçlar vermektedir.
  • Öğe
    Nı̇celı̇k kısıtlı ortalama varyans çarpıklık basıklık portföy modelı̇: Bulanık sezgı̇sel bı̇r yaklaşım
    (2019) Pala, Osman; Aksaraylı, Mehmet
    Finansal kriterler temelinde hisse senetleri arasından belirli oranlarda seçim yapılarak yatırımcı için en iyi portföyü oluşturma işlemi, portföy optimizasyonu olarak adlandırılmaktadır. Portföy getiri ve risk unsurları ilk defa normallik varsayımına dayanan ortalama varyans modeli bir arada değerlendirilmiştir. Fakat çoğunlukla piyasalarda yer alan hisse senetlerinin tarihsel getiri serileri normal dağılmamaktadır. Çarpıklık ve basıklık gibi yüksek dereceden momentlerin portföy seçim modeline dahil edilmesi normallik varsayımı sağlanmadığında anlamlı hale gelmektedir. Portföyde yer alacak hisse senedi sayısı kısıtlandığı durumda portföy seçim problemi Nicelik Kısıtlı Portföy Optimizasyonu haline gelmektedir. Çalışmada, önerilen Bulanık Adaptif Parçacık Sürü Optimizasyonu algoritması, üç farklı Parçacık Sürü Optimizasyonu algoritmasıyla, Nicelik Kısıtlı Portföy Optimizasyonu probleminde kıyaslanmıştır. Farklı nicelik kısıt değerleri ve yüksek dereceden momentleri içeren çeşitli amaç fonksiyonlarına göre portföyler elde edilmiştir. Sonuçlar, nicelik kısıtlı portföy seçim problemi için ilk defa kullanılan bulanık adaptif yapıya sahip algoritmanın etkinliğini ortaya koymaktadır.
  • Öğe
    Kümeleme ı̇çin değiştirilmiş dunn ı̇ndeksi ı̇le bir parçacık sürü optimizasyon yaklaşımı
    (2020) Pala, Osman; Aksaraylı, Mehmet
    Kümeleme analizi, gözlem gruplarını ortak özelliklerine göre kümelere bölümlemek olarak tanımlanmaktadır. Sağlık alanında hastalıkların teşhisi, mühendislikte ürün kusur tespiti ve işletmelerde müşteri segmentasyonu kümelemenin gerçek hayatta uygulama alanlarından birkaçıdır. Kümelemede ön bilgi olmadığı takdirde problem sıklıkla sezgisel algoritmalar kullanılarak çözülmektedir. Çalışmada, önerilen yeni bir uygunluk fonksiyonu ile Parçacık Sürü Optimizasyonu kümeleme probleminin çözümünde kullanılmıştır. Önerilen Değiştirilmiş Dunn İndeksi, literatürde yer alan kümeleme uygunluk fonksiyonları ile kümeleme doğruluğu açısından karşılaştırılmıştır. Öte yandan kullanılan Parçacık Sürü Optimizasyonu yöntemi, Genetik Algoritma ve Rassal Arama yöntemleri ile kümeleme analizinde kıyaslanmıştır. Kümeleme analizi alanında kullanılan beş adet veri seti üzerinde analizler gerçekleştirilmiştir. Elde edilen analiz sonuçları ve yapılan istatistiki testler, önerilen DDI uygunluk fonksiyonunun kümeleme doğruluğu açısından başarılı olduğunu göstermektedir.
  • Öğe
    Nicelik kısıtı altında optimal portföy çeşitlendirme
    (2020) Pala, Osman; Aksaraylı, Mehmet
    Portföy seçimi ekonomi ve finans alanında önem verilen bir seçim sürecidir. Klasik modern portföy teorisi portföy seçim probleminde normal dağıldığı varsayılan tarihsel veriler ışığında portföy getiri ve riskine odaklanan bir modeldir. Öte yandan hisse senetlerinin geçmiş dönem getiri serileri gerçek hayatta çoğunlukla normal dağılmamakta, çarpıklık ve basıklığın modele eklenmesi anlamlı olmaktadır. Yüksek dereceden momentler ile portföy optimizasyonunda karşılaşılan belirli hisse senetlerine yığılmayı önlemek ve gelecek belirsizliği modele dahil etmek için doğal çeşitlilik sağlayan entropi fonksiyonu modele eklenmektedir. Çalışmada, portföyde bulunabilecek hisse senedi sayısını kısıtlayan nicelik kısıtı eklenmesi ile np-zor hale gelen model, parçacık sürü optimizasyonu ile çözülmüştür. Örnek veri setinde bulunan hisse senetlerinden, farklı senaryolar için modeller kurulmuş ve seçim süreci için önerilmiş olan entropi fonksiyonunun çeşitlendirmede etkinliği tartışılmıştır.