Adlar ve Ad Verme Geleneği Üzerine Bir Araştırma: Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi Örneği
Tarih
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
Erişim Hakkı
Özet
Adlar kişileri anlatan birincil sözcüklerdir. Bunlar, yalnızca kişisel önem taşımazlar. Adlar üzerinden bir toplumun kültürünü öğrenmek, yaşadığı değişimleri takip etmek, bunları yorumlamak mümkündür. Bu çalışma; toplumundaki adlar ve ad verme geleneğinin durumu hakkında fikir edinmek, bu geleneğin yaşanan toplumsal ve kültürel değişmelerden ne ölçüde etkilendiğini anlayabilmek amacıyla yapılmıştır. Bunun için örneklem olarak seçilen Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi’nden 1270 öğrencinin görüşlerine başvurulmuştur. Çalışmada anket tekniği kullanılmış, öğrencilere 13 soru yöneltilmiştir. Katılımcılarının %94’ü 1991-2000 doğumlu ve yarısı İç Anadolu kökenli olan anketin sonuçları şunlardır: Türkiye’de tek adlılık baskındır (%89). Türkiye’de yaygın olan geleneksel adlar bu özelliğini sürdürmekte; Alp, Deniz, Su, Yağmur gibi Türkçe adlar da yaygınlaşmaktadır. Çocuğa ad bulma ve koyma hakkını çekirdek aileye bırakma eğilimi yükselmektedir. Adların verilişinde anlam güzelliği ve dinî boyutun yanında popülerlik, farklılık gibi karşıt faktörler de etkilidir. Çocuğun yaşamasına, sonraki çocuğun cinsiyetini belirlemeye, yeni bir çocuğun istenmediğini bildirmeye, çocuğu korumaya yönelik ad verme anlayışı terk edilmekte, buna karşın çocuğun geleceğini belirleme amacı güden ad verme anlayışı güçlenmektedir. İki ad verme isteği de yaygınlaşmaktadır. Ön ad olarak Alp, Muhammet ve Ömer; Elif, Hira ikinci ad olarak Ali, Efe; Su ve özellikle Nur adları öne çıkmaktadır. Bu tercihler, toplumun içinden geçtiği siyasi ve sosyal şartlarla ilgili olmalıdır.












