Yazar "Sezer, Metin" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 10 / 10
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Bay Laurel (Laurus nobilis L.) in Japanese Quails Feeding 1. Performance and Egg Quality Parameters(Medwell Journals, 2011) Karaalp, Musa; Elmasta, Mahfuz; Genç, Nusret; Sezer, Metin; Yavuz, Musa; Özkan, MehmetThe aim of this study was to evaluate the effect of supplemented bay laurel (Laurus nobilis L.) leaves to a conventional diet of laying Japanese quail on the performance and some egg quality. A total number of 60 and 54 days old laying type quails were distributed into individual cages for three different treatments. The control diet did not contain Laurus nobilis (LN) leaves (LN0) and the other diets were supplemented with 2 g (LN2) and 4 g (LN4) leaves kg-1, respectively. The trial lasted for a total of 10 weeks. Supplemented leaves of LN (2 or 4 g kg-1 feed) had no effect on any performance parameters, external and internal egg quality traits of quails. The diets have not changed the amount of egg yolk total cholesterol at 121 days old. However, egg yolk triglyceride concentration of quails fed LN4 diet was lower (p<0.01) than quails fed with the other diets at 121 days old. Besides, the amount of total cholesterol and triglyceride of egg yolk increased (p<0.01) in all of the groups with age. In egg yolk in the group receiving diet LN4, the level of palmitic acid was lower (p<0.05) and oleic acid was higher (p<0.05) than those of the other 2 groups at 118 days. Besides at that age, the level of palmitic acid was lower and oleic acid was >55, 76 and 97 days. There was no change in the other fatty acids. The changes in total saturated and total monounsaturated fatty acids were parallel with palmitic acid and oleic acid, respectively. Total polyunsaturated fatty acid content in the present study did not change with diet and age. The results of this study demonstrated that supplemented a conventional diet with LN could change some biochemical parameters of quail egg yolk.Öğe Biyokirlenmeye karşı yüksek dirençli ve florlanmış membranlı yüksek seçiciliğe sahip yeni elektrokimyasal ve optik amonyum sensörlerin geliştirilmesi(2015) Yılmaz, İbrahim; Henden, Emür; Sezer, Metin; Aksuner, Nur; Çukurovalı, AlaaddinÇeşitli elektrokimyasal sensörlerin geliştirilmesi ve uygulamaları ile ilgili çalışmalar 1960'lı yılların sonlarından beri hızla artarak devam etmektedir. Bu tip sensörler, fizyolojik, biyokimyasal ve biyomedikal çalışmalar, klinik analizler ve çevresel analizler gibi birçok alanda kullanılmaktadır. Bu çalışmada, günümüzde çevresel ve klinik analizlerde en fazla ihtiyaç duyulan, biyokirlenmeye karşı yüksek dirençli, yüksek seçiciliğe sahip ve membran bileşiminde perfloro türlerin bulunduğu yeni elektrokimyasal ve optik amonyum sensörü geliştirilmesi hedeflenmiştir. Bu kapsamda, detayları deneysel kısımda verilen, potasyumun altı koordinasyonlu kompleks oluşturmasını engelleyecek ve amonyum iyonu ile tetrahedral kompleks oluşturabilecek indazol yapılarının bulunduğu iyonoforlar sentezlenmiştir. Ayrıca, elektrokimyasal sensörlerin membran bileşenlerinden olan iyon değiştirici grup olarak perfloro alkil grupları içeren tetrafenil borat tuzları sentezlenmiştir. Sentezlenen bu bileşenler kullanılarak sensörler hazırlanmış ve hazırlanan sensörlerin cevap süresi, tayin limiti, seçiciliği, çalışma aralığı ve kullanım ömrü gibi parametreleri belirlenerek, kan ve idrar gibi biyolojik sıvılarda uygulamaları yapılmıştır. Buna ilaveten geliştirilen sensörlerin performansları, nonaktin, PVC ve florsuz iletkenlik artırıcı tuzlar kullanılarak yapılan klasik mebranlı sensörlerin performansları ile karşılaştırılmıştır.Öğe Denizli ırkı horozların ötüş sesleri teknik özelliklerinin belirlenmesi(2012) Sezer, Metin; Tekelioğlu, Oğuz-Öğe The Effect of Birth Types on Growth Curve Parameters of Karayaka Lamb(Medwell Journals, 2010) Ulutaş, Z.; Sezer, Metin; Aksoy, Y.; Şirin, E.; Şen, U.; Kuran, M.; Akbaş, Y.This study focused on the comparison of the growth characteristics of single and twin birth lambs in Karayaka sheep which is an indigenous breed of the northern part of Turkey. Gompertz growth function was fitted to body weight age data of 81 lambs (39 males and 42 females) from birth to 10 months of age. Single birth lamb of both sexes showed lower asymptotic weight than the twin birth ones. There were a noticeable difference in the absolute growth rate between birth types before inflection point but decline after the inflection point was slower for twins than that for singles. Similarly, the decrease in relative growth rate was higher for singles than that for twins. The Gompertz model parameters showed similar trends for birth types in both sexes. The results indicated that the type of the birth should be taken into account besides the sex of the individuals, while working on biological modelling of sheep growth and subsequent genetic evaluations of the related traits.Öğe The Effect of Simulated Transportation on Biochemical Plasma Parameters of Japanese Quails(Medwell Journals, 2010) Tekelioğlu, O.; Sezer, Metin; Ekici, F.; Atisand, O.; Akbaş, A.The effect of the duration of simulated transportation on blood SOD (Superoxide Dismutase), GSH-Px (Glutathione Peroxidase), AST (Aspartate Transaminase), ALT (Alanine Transaminase), GGT (Gamma-Glutamyl Transpeptidase), LDH (Lactic Dehydrogenase) enzyme levels and NO (Nitric Oxide) and MDA (Malondialdehyde) product levels was investigated in Japanese quails. Simulated transportation was carried out with a road simulator which was calibrated for Turkish roads conditions. Animals were loaded into well ventilated carrier boxes and carried at 2 and 5 h on the simulator. Blood samples were collected from 10-weeks-old Japanese Quails just after transportation. A significant (p<0.05) increase in all measured plasma parameters (except GGT) at 5 h transportation was observed. However, all of the plasma parameters have not shown a significant increase at 2 h transportation. This transportation duration might be the evidence of the time duration in still safe zone for Japanese Quails for that condition.Öğe Estimation of genetic and phenotypic trends of 305-day milk yield for simmentals reared in Kazova state farm in Turkey(2010) Ulutaş, Zafer; Sezer, Metin; Saatçi, Mustafa; Şahin, AzizThis study was conducted to estimate breeding values of 232 Simmental cows for 305-day milk yield calved between 1990 to 2000. Breeding values were obtained for animals by using individual animal model. Although, phenotypic values of 305 day milk yield showed a smooth increasing trend in the examined period, genetic trend has not shown a substantial trend among the years, generally an irregular fluctuation was observed. It is concluded that there was not any standard selection programme in the evaluated Simmental herd reared in Kazova state farm.Öğe Heritability of advertisement call properties of the Japanese quail(Int Inst Ecology, 2020) Sezer, Metin; Koçak, A.The objective of this study was to investigate genetic variances and covariances among features of the male Japanese quail advertisement call. Duration of the first, second and third syllable, the length of interval 1 (between the first and the second syllable), interval 2 (between the second and the third syllable) and damping (extension of the third syllable) were measured as temporal properties of the call. Spectral properties were peak frequencies of each syllable and the damping component. In this study, 1730 calls were recorded from 488 male Japanese quail. The restricted maximum likelihood procedure for repeated measurements was applied to estimate (co)variance components and genetic parameters for the examined traits. Heritability estimates of call parameters of the male Japanese quail ranged from low to high values (0.04-0.65) and they were generally higher for temporal properties than for spectral properties. Among the temporal properties of the call, the highest genetic correlation was between the first and the second syllable (0.96 +/- 0.251) while the lowest genetic correlation was between the first and the third syllable (0.03 +/- 0.231). Significant genetic correlations were generally high and positive among peak frequencies of the syllables. Despite the lack of apparent pattern, interval lengths tended to have positive correlation with spectral properties of the call, but the correlation of syllable lengths with spectral properties of the call was negative.Öğe Mülteci- sığınmacı cinnetleri ve toplum "her insanın huzur içinde, kendi evinde, sevdiği insanların içinde ve vatanında ölme hakkı vardır!"(2014) Yıldız, Keriman; Ünlü, Ümmühan; Sezer, MetinMültecilik ve sığınmacılık zorunlu göç kategorisinde değerlendirilen, insanların çeşitli nedenlerden dolayı ülkelerinde baskı görmeleri nedeniyle ülkelerini terk etmek zorunda kaldıkları bir olgudur. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nde “Herkesin zulüm altında başka ülkelere sığınma ve sığınma olanaklarından yararlanma hakkı vardır.” ifadesinin olmasına rağmen, ülkelerinden kaçarak güvenli bir liman arayan mültecilere karşı Avrupa Birliği ülkeleri, deniz ve kara sınırlarında aşılması zor güvenlik duvarları örerek, Türkiye’ye “Baraj ülke” misyonu yüklemekte ve acımasız tutumları nedeniyle sınırlarda mülteci ölümleri görülmektedir. Özellikle Orta Doğu, Afganistan, Kafkaslar ve Afrika da meydana gelen çatışma, kaos ve istikrarsızlıklar, son 20 yıldır Türkiye’nin coğrafi konumu nedeniyle artan şekilde sığınmacıların ilk durağı olan bir çekim merkezi olmasına neden olmaktadır. Sığınmacı ve mülteciler açısından Türkiye bazen bir geçiş ülkesi, bazen de bir hedef ülke konumundadır. Bu durumda Türkiye’ye büyük boyutlarda mali ve sosyal problemler yüklemektedir. Mülteci ve sığınmacı haklarının ihlal edilmesi, göçmen politikalarının giderek sertleştirilmesi, iltica şartlarının ağırlaştırılması, kötü yaşam koşulları gibi faktörler mülteci ve sığınmacılar arasında cinnet ve intihar vakalarının görülmesine, toplum üzerinde olumsuz etkilere neden olmaktadır. Amaç Çalışma, son günlerde basında çıkan mülteci ve sığınmacıların cinnet ve intihar haberleri nedeniyle uluslararası göçe mecbur kalan bu insanların, sorunları ve onlara yönelik verilen sosyal hizmetleri incelemek amacıyla planlanmıştır.Yöntem Bu çalışmada 2012- 2013 yılında Türkiye’de cinnet geçiren ve/veya intihar eden mülteci ve sığınmacılardan basına yansıyan 8 olgu sunulmuş ve kaynaklar çerçevesinde tartışılmıştır. Sonuç ve Öneriler Bu incelemenin sonunda, Türkiye’de bulunan mülteci ve sığınmacıların ülkemizin taraf olduğu uluslararası anlaşmalarla sağlanmış olan hakları etkili bir şekilde kullanamadıkları görülmüştür. Bu çalışmadan çıkan sonuçlar doğrultusunda öneriler şu şekilde olabilir: • Mülteci ve sığınmacıların alıkonulma, ikamet ettirilme yerlerinde, temel insan hakları ve özgürlüklerinin korunması için daha fazla özen gösterilmelidir. • Mülteci ve sığınmacılara yönelik ayrımcı, hoşgörüsüz, nefret içerikli tutum ve davranışların önüne geçmek bakımından toplumsal farkındalığı artırıcı çalışmalara hız verilmeli, mültecilerin kent yaşamına dâhil olmaları ve toplumsal diyaloğun arttırılması için yerel kamu idaresi ve sivil toplum örgütleri tarafından gerekli çalışmalar yapılmalıdır.Öğe Tokat ili kentsel alanda bıldırcın ürünleri tüketim düzey ve alışkanlıklarının belirlenmesi(2014) Sayılı, Murat; Sezer, Metin; Koçak, Arzu; Gözener, BilgeAraştırmada, Tokat ili kentsel alanında tüketicilerin bıldırcın ürünleri (et ve yumurta) tüketim düzey ve alışkanlıkları belirlenmiştir. Araştırmada kullanılan veriler, 2008 yılında 96 adet tüketici ile yapılan anket sonucu elde edilmiştir. Anket sonuçlarına göre; görüşülen ailelerin %33.33'ü bıldırcın eti (1.13 kg/ay/aile) ve %45.83'ü bıldırcın yumurtası (30.59 adet/yıl/aile) tüketmektedir. Ailelerin bıldırcın yumurtasını çok çeşitli amaçlarla tükettiği tespit edilmiştir. Ailelerin bıldırcın eti tüketimleri ile kişilerin eğitim durumları, ailenin aylık geliri, kişinin kendisinin ve eşinin çalışma durumları arasında istatistikî açıdan bir ilişki vardır. Benzer şekilde, ailelerin bıldırcın yumurtası tüketimleri ile kişilerin eğitim durumları, yaşı ve ailesinin aylık geliri arasında istatistikî açıdan ilişki söz konusudur.Öğe Variation in Advertisement Call Properties of the Japanese Quail(Yayıncı Yok, 2010) Sezer, Metin; Tekelioğlu, O.The aim of this study was to investigate the amount variation in four spectral and six temporal properties of advertisement calls between and within-male Japanese quail and to establish the effect of age of sexual maturation to these properties. The first, second, third syllables and damping parts were 68.2, 74.3, 501.1 and 95.9 ms long, on average, and had peak frequencies of 1719.9, 1989.9, 2203.2 and 2352.7 Hz, respectively. There was high between individual variations in all call traits. In relation to within-male variation, there were high medians and low ranges for spectral properties while low medians and high ranges for temporal properties. Moderate positive correlations between syllable lengths and age of sexual maturation, low negative correlations between interval lengths and age of sexual maturation were observed. Repeatability of the advertisement call characteristics were high, but estimates for spectral properties were slightly lower (0.66-0.82) than that for temporal properties (0.89-0.96). These results suggest that temporal call parameters have the potential to be used in individual identity and these traits might carry information used by females in mate choice. Spectral properties could be recognized as stable call properties that may be used in efficient transmission or species recognition.
