Edebiyat Fakültesi, Psikoloji Bölümü, Makale Koleksiyonu
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Güncel Gönderiler
Öğe Needs Analysis for Spiritual-Oriented Psycho-Education Practices in Elderly Care(2024) Dağcı, AbdullahIn the world and Türkiye, elderly care’s importance is increasing day by day and new approaches are suggested. Those, aiming to support elders to live happier life, are valued by institutions and the academic world. The purpose of the study is to determine the spiritual needs of nursing home elders through literature review, observations, and bilateral interviews. Literature on spirituality in elderly care was searched; with ethical committee permission and institutional permission from the Ministry of Social Services, those were observed in nursing homes in Sinop, Konya and Kastamonu cities; bilateral interviews were held with 24 people. Exploratory design and phenomenological research method were followed up and several techniques were used to determine the elders’ spiritual needs. Studies relating to the subject were examined thorough literature review. Also, data were collected through interview questions and categorized. In the observation phase, data was collected by spending time in the nursing homes for three months. Data obtained from all were examined in coordination with each other. With those techniques, it has been determined that elders’ spiritual needs in nursing homes are concentrated on 13 topics: intention, towbah, spirituality as transcendental, positive thinking, love, shukr, sabr, tawakkul, forgiveness, loneliness, peace, wisdom, happiness.Öğe Bazı değişkenler açısından ölüm kaygısının incelenmesi(2023) Dağcı, AbdullahÇalışmanın amacı, ölüm kaygısını bazı değişkenler açısından incelemektir. 409 katılımcı ile gerçekleştirilen bu araştırmada, betimsel araştırma modeli ve rastgele örnekleme yöntemi kullanılmıştır. Ölüm kaygısını çok çeşitli değişkenler açısından ele alması ve ilk yetişkinlik dönemindeki bireyler üzerinde gerçekleştirilmesi bakımından önemli bir çalışmadır. Araştırmanın sonuçlarına göre cinsiyet, yaş, dini inancının hayatına etkisi ve beş vakit namaz kılma sıklığı açısından ölüm kaygısı puanlarında farklılaşmalara ulaşılmıştır. Buna göre katılımcıların genel ölüm kaygısı düzeyleri düşüktür. Erkeklerin ölüm kaygısı, kızlardan daha yüksektir. ‘24 yaş ve üzeri’ grubun ölüm kaygısı en yüksektir. Büyükşehirlerde yaşayan grubun ölüm kaygısı en yüksektir. Sosyo-ekonomik durumu ‘yüksek’ olanların ölüm kaygısı en yüksektir. İlahiyat Fakültesi’ndeki öğrencilerin ölüm kaygısı, diğerlerinden daha yüksektir. Kendisini ‘dindar’ olarak tanımlayanların ölüm kaygısı, ‘dindar değil’ diyenlerinkinden daha yüksektir. Ailesini ‘dindar’ olarak algılayanların ölüm kaygısı, ‘dindar değil’ diyenlerinkinden daha düşüktür. Dini inancının hayatına etkisini ‘düşük’ düzeyde olduğunu belirtenlerin ölüm kaygısı en yüksektir. Beş vakit namazı ‘hiçbir zaman’ kılmayanların ölüm kaygısı, diğer gruplardan daha yüksektir.Öğe Bazı değişkenler açısından affetme eğiliminin incelenmesi(2023) Dağcı, AbdullahAraştırmanın amacı, affetme eğilimini bazı değişkenler (cinsiyet, yaş, sosyo-ekonomik durum, öğrenim görülen fakülte, öznel dindarlık algısı, aile dindarlık algısı, dini inancının hayatına etkisi, beş vakit namaz kılma sıklığı ve toplumun affetme eğilimi algısı) açısından incelemektir. 453 katılımcıdan “affedicilik ölçeği” ile veriler toplanmıştır. Araştırmanın sonuçlarına göre bütün değişkenler açısından grupların affetme puanlarının farklılaştığı tespit edilmiştir. Buna göre erkekler, kadınlardan daha affedicidir ve affetme eğilimi en yüksek olan yaş grubu “24 yaş ve üstü” olan gruptur. Sosyo-ekonomik olarak kendilerini yüksek düzeyde algılayanların affetme eğilimi en yüksektir. İlahiyat fakültesi öğrencilerinin affetme eğilimleri, diğer fakültelerdeki öğrencilere göre daha düşüktür. Kendisini orta düzeyde dindar olarak algılayanlar, diğerlerine göre daha affedicidir. Ailesini orta düzeyde dindar algılayanlar, diğerlerine göre daha affedicidir. Dini inancının hayatına etkisinin düşük olduğunu belirtenler, diğerlerine göre daha az affedicidir. Beş vakit namazını “genellikle” kıldığını belirtenlerin affetme eğilimi, diğerlerine göre daha yüksektir. Toplumun affediciliğini orta düzeyde algılayanların affetme eğilimi, diğerlerine göre en yüksektir.Öğe Öğretmenlerin sabır değerine dair algıları: Metaforik bir araştırma(2023) Niyazibeyoğlu, Tuğrul; Dağcı, AbdullahÖğretmenler üzerinde gerçekleştirilen bu araştırma, onların sabır değerlerine ilişkin algılarını ortaya koymak maksadıyla yapılmıştır. “Sabır……gibidir/benzer, çünkü…” sorusunu ve demografik değişkenler ile ilgili soruları içeren bir form öğretmenler tarafından doldurulmuştur. Bu form aracılığıyla ulaşılan veriler içerik analiziyle değerlendirilmiştir. Katılımcılar tarafından sabır değerine ilişkin olarak belirtilen metaforlar, ortak özelliklerine göre kategorize edilmiştir. Çalışmanın neticesinde örneklem tarafından sabır değerine dair 59 farklı metafor üretilmiştir. Elde edilen metaforlar ortak özelliklerine göre incelenmiş ve 6 farklı kategoride sınıflandırılmıştır. Bu 6 farklı kategori ise şu şekildedir: ‘tahammül’, ‘baş etme’, ‘sığınma’, ‘anlamlandırma’, ‘umut’ ve ‘denge’. 75 öğretmenin yer aldığı çalışmada sabır değerine yönelik olarak katılımcıların 24’ü ‘tahammül’, 18’i ‘sığınma’, 13’ü ‘baş etme’, 8’i ‘anlamlandırma’, 8’i ‘umut’, 4’ü ‘denge’ kategorilerinde metafor belirttiklerine ulaşılmıştır. Katılımcıların en çok kullandıkları metaforlar arasında ilaç, mücadele, ağaç, oruç, meyvenin olgunlaşması ve umut olduğu tespit edilmiştir.Öğe Üniversite öğrencilerinin ahlak algılarının bazı değişkenler açısından incelenmesi(Amasya Üniversitesi, 2021) Dağcı, AbdullahAraştırmanın amacı, Türk toplumundaki bireylerin ahlak kavramına ilişkin algılarını metaforlar aracılığıyla ortaya çıkarmak ve bazı değişkenler ile bu metaforların yer aldığı kategoriler arasındaki ilişkilere ulaşmaktır. Katılımcılara “Ahlak... gibidir/benzer, çünkü...” ibaresini ve çeşitli değişkenlere yönelik soruları içeren bir form uygulanmıştır. Uygulama sonucunda elde edilen veriler, içerik analizi ile değerlendirilmiştir. Çalışma kapsamında ulaşılan veriler hem literatürdeki ahlak ile ilişkili araştırmaların verileri hem de alan uzmanlarının görüşleri yardımıyla belirlenen kategorilere yerleştirilmiştir. Örneklem olarak belirlenen 108 katılımcı tarafından ahlak kavramına yönelik sunulan metaforlar, ortak özellikleri bakımından kategorilere ayrılmıştır. Araştırmada elde edilen bulgulara göre katılımcılar tarafından ahlak kavramına ilişkin 95 farklı metafor üretilmiştir. Bu metaforlar ortak özellikleri bakımından değerlendirilerek 11 kategori oluşturulmuştur. Araştırmanın evreni Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi Edebiyat Fakültesindeki 18 ile 28 yaş arası bireylerden; örneklem ise çalışmaya kendi isteğiyle katılan 108 üniversite öğrencisinden meydana gelmektedir. Araştırmaya katılan kız öğrencilerinin sayısı, erkek öğrencilerden daha fazladır; katılımcıların yarıya yakını il merkezlerinde ikamet etmektedir; katılımcıların büyük çoğunluğu kendisini sosyo-ekonomik açıdan orta düzeyde algılamaktadır. Katılımcıların 15’i ‘sınırlayıcı’, 14’ü ‘yol gösterici’, 12’si ‘koruyucu’, 11’i ‘yansıtıcı’ ve ‘ihtiyaç’, 10’u ‘birleştirici’, 9’u ‘çeşitlilik’ ve ‘iyileştirici’, 6’sı ‘geliştirici’, 4’ü ‘değer biçme’ ve 7’si ‘diğer’ kategorilerinde metafor sundukları tespit edilmiştir. Araştırmada hem kızlar hem de erkekler tarafından ahlak, daha çok sınırlayıcı olarak algılanmıştır. Buna ek olarak kızlar ahlakın yol gösterici yönüne; erkekler ise birleştirici yönüne en çok atıf yapmışlardır. 21 yaş ve altında olan grup ahlakın iyileştirici yönüne daha çok vurgu yapmışken 22 yaş grubu ise ahlakı daha çok koruyucu olarak algılamıştır. İl merkezinde ikamet edenlerin ahlaka en çok yol gösterici, ilçe merkezinde ikamet edenlerin koruyucu ve köy/kasabada ikamet edenlerin ise sınırlayıcı atıflar yaptıkları tespit edilmiştir. İç Anadolu bölgesinde ikamet edenler ahlakı daha çok yol gösterici olarak, Akdeniz bölgesinde oturanlar ise daha çok sınırlayıcı olarak algılamışlardır. Ahlaka yönelik geliştirilen metaforlardan oluşturulan kategoriler ile örnekleme dair bazı değişkenler arasındaki ilişkilere yönelik olarak şu sonuçlara ulaşılmıştır: Bayan öğrenciler ahlakın ‘sınırlayıcı’ ve ‘yol gösterici’ yönüne dair daha fazla metafor sunmuşlarken, erkek öğrenciler ise ahlakın ‘sınırlayıcı’ ve ‘birleştirici’ özelliğini daha çok dile getirmişlerdir. 21 yaş ve altındaki öğrenci grubu ahlakın en çok ‘iyileştirici’ yönüne, 22 yaş grubu ise ahlakın en çok ‘koruyucu’ yönüne vurgu yapmışlardır. İl merkezinde ikamet eden öğrenciler ahlakın en çok ‘yol gösterici’ yönüne, ilçe merkezinde ikamet edenler en çok ‘koruyucu’ yönüne, köy/kasabada ikamet edenler ise en çok ‘sınırlayıcı’ yönüne işaret etmişlerdir. İç Anadolu bölgesinde yaşayan öğrenciler ahlakın en çok ‘yol gösterici’ yönüne, Akdeniz bölgesinde yaşayanlar ise en çok ‘sınırlayıcı’ yönüne dair düşünceler dile getirmişlerdir. Sosyo-ekonomik düzeyini ‘orta’ düzey olarak algılayan öğrenciler ahlakın en çok ‘sınırlayıcı’ ve ‘yansıtıcı’ yönüne işaret etmişlerken; ‘yüksek’ düzey olarak algılayanlar ise ahlakın en çok ‘koruyucu’ ve ‘birleştirici’ yönüne vurgu yapmışlardır. Ahlakî tutuma en çok etki eden faktörün ‘anne’ olduğunu düşünen öğrenciler ahlakın en çok ‘yol gösterici’ yönüne dair düşünceler dile getirmişken, ‘baba’ olduğunu düşünenler ise ahlakın en çok ‘sınırlayıcı’ yönüne vurgu yapmışlardır. Toplumsal ahlak düzeyinin hangi durumda olduğu ile ilgili soruya ‘kötü’ diyen öğrenciler ahlakın en çok ‘sınırlayıcı’ rolüne dikkat çekmişken, ‘normal’ diyenler ise en çok ‘yol gösterici’ ve ‘yansıtıcı’ yönüne işaret etmişlerdir. Ahlak üzerinde en etkili faktörün ne olduğu sorusuna ‘aile’ cevabını veren öğrenciler ahlakın ‘yol gösterici’ yönüne, ‘toplum’ cevabını verenler ise ‘yansıtıcı’ yönüne dair daha fazla metafor üretmişlerdir. “Türkiye’nin dünyadaki en ahlaklı ülkelerden biridir.” fikrine “katılmıyorum” cevabını veren öğrenciler ahlakın en çok ‘yol gösterici’ ve ‘ihtiyaç’ yönüne işaret ederken, bu soruya “katılıyorum” cevabını veren öğrenciler ise ahlakın en çok ‘sınırlayıcı’ özelliğine dair düşünceler dile getirmişlerdir.Öğe Yaşlılık döneminde manevi bir gereksinim olarak sevgi: Huzurevi yaşlıları üzerinde bir alan araştırması(Çukurova Üniversitesi, 2021) Dağcı, AbdullahAraştırmanın amacı sevgi konusunu yaşlılık dönemi manevi gereksinimleri kapsamında incelemektir. Huzurevi yaşlılarının duygu, düşünce ve davranışları üzerinde araştırma yapılarak bu inceleme gerçekleştirilmiştir. Bu amaçla araştırma fenomenolojik yöntem kapsamında tasarlanmış ve yapılandırılmamış görüşme soruları ikili görüşmeler yoluyla huzurevi yaşlılarına uygulanmıştır. Bu görüşmelerden elde edilen bulgular üzerinde kategorik değerlendirmeler yapmadan önce geniş kapsamlı bir alan yazın taraması gerçekleştirilerek; sevginin işlevleri, sevginin nesneleri, sevgiye ilişkin yaklaşımlar, yaşlılık döneminde sevgi ve yaşlık dönemi manevi gereksinimleri konularında detaylı bilgiler edinilmiştir. Hem alan yazından elde edilen bu bilgiler hem de huzurevi yaşlıları ile gerçekleştirilen görüşmeler ve alan uzmanlarının görüşleri dikkate alınarak huzurevi yaşlılarında sevgi konusunu ele almak üzere sekiz farklı kategori belirlenmiştir. Sevgiyle bağlantılı olarak katılımcılar tarafından ‘arkadaşlar ile ilişkili olarak sevgi’ kategorisine en fazla ve ‘yakın tanıdıklar ile ilişkili olarak sevgi’ kategorisine ise en az atıf yapılmıştır. Araştırmanın sonuçlarına göre; olumsuz kendilik algılarına sahip olmaları ve benlik bütünlüklerinin hasar görmesi gibi durumlardan yola çıkarak huzurevi yaşlılarının ‘kendi’lerine yönelik sevgilerinde eksiklik olduğu tespit edilmiş; huzurevinde kalma zorunluluğu ve terk edilmişlik duyguları gibi nedenlerin onların ‘yaşama’ sevinçlerini olumsuz etkilediğine ulaşılmıştır. Eşlerine duyulan öfkelerinin devam etmesi ve eşlerini yalnız kalmalarının sebebi olarak düşünmeleri gibi durumların huzurevi sakinlerinin ‘eş’ sevgisini engellediği gözlemlenmiş; çocukları tarafından huzurevine bırakıldıklarının ve kardeşleri tarafından hiç aranmadıklarının katılımcılar tarafından belirtilmesine bağlı olarak, yaşlılarda ‘aile üyeleri’ne yönelik sevgi eksikliği olduğu tespit edilmiştir. Bunun yanında yaşlılar tarafından huzurevindeki diğer sakinlerin hep olumsuz özelliklerinin dile getirilmesi ve küçük bir hata dahi mazur görülmeyerek hata yapanla bütün iletişim kanallarının kapatılması gibi durumlara bağlı olarak huzurevi yaşlıları arasında ‘arkadaşça’ bir sevginin olmadığına ulaşılmış; akrabalarıyla misafirliğe gidip geldikleri zamanları şimdi çok aradıklarının ve aralarında sorunlar olduğu için gelinlerini sevmediklerinin ifade edilmesi gibi durumlardan yola çıkarak katılımcıların ‘yakın tanıdıklar’ına yönelik sevgi beslemedikleri tespit edilmiştir. Diğer yandan katılımcıların toplum tarafından terk edildiklerini düşünmeleri ve toplumun kendilerine karşı sevgi ve saygı göstermediklerine dair algılarından yola çıkarak yaşlıların ‘toplum’a yönelik herhangi bir sevgi duygusunun olmadığına ulaşılmış; huzurevi sakinlerinin maruz kaldıkları olumsuzlukları Allah’a şikâyet ederek bunları yapanlara gerekli cezanın Allah tarafından verilmesini beklemeleri, olumsuz bir geçmişe sahip oldukları eşlerine yönelik olarak sürekli beddua etmeleri, huzurevine bırakan çocuklarının Allah tarafından cezalandırılmalarını istemeleri gibi durumlardan yola çıkarak ‘Allah’ ile aralarındaki bağın sevgi temelli olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Sonuç olarak huzurevi yaşlılarındaki sevgi gereksinimlerinin sekiz kategoride ele alınabileceği tespit edilmiştir: kendi, yaşama, eş, aile üyeleri, arkadaşlar, yakın tanıdıklar, toplum ve Allah.Öğe Duaya İlişkin Algılar: Metaforik Bir Araştırma(İstanbul Üniversitesi, 2021) Dağcı, AbdullahÜniversite öğrencileri üzerinde yapılan bu araştırma, bireylerin dua etmeye yönelik algılarını tespit etmek amacıyla gerçekleştirilmiştir. Katılımcılara “Dua... gibidir/benzer, çünkü...” ifadesini ve sosyo-demografik değişkenlere dair soruları içeren bir form uygulanmıştır. Bu form aracılığıyla ulaşılan veriler, içerik analizi ile incelenmiştir. 141 katılımcı tarafından dua etmeye yönelik üretilen metaforlar, ortak özelliklerine göre sınıflandırılmıştır. Araştırmanın sonuçlarına göre örneklem tarafından dua etmeye yönelik olarak 106 farklı metafor sunulmuştur. Bu metaforlar ortak özelliklerine göre incelenerek ‘rahatlama’, ‘güven bulma’, ‘tövbe etme’, ‘manevi gereksinimleri karşılama’, ‘baş etme’, ‘yakınlaşma’, ‘isteme’ ve ‘diğer’ olmak üzere 8 farklı kategori olarak gruplandırılmıştır. Katılımcıların 26’sı ‘rahatlama’, 22’si ‘güven bulma’, 20’si ‘tövbe etme’, 18’i ‘manevi gereksinimleri karşılama’, 17’si ‘baş etme’, 15’i ‘yakınlaşma’, 12’si ‘isteme’ ve 11’i ‘diğer’ kategorilerinde metafor sundukları tespit edilmiştir. Duanın; rahatlama kategorisinde ‘konuşma’, güven bulma kategorisinde ‘maske’, tövbe etme kategorisinde ‘terapi’, manevi gereksinimleri karşılama kategorisinde ‘nefes almak’, baş etme kategorisinde ‘ilaç’, yakınlaşma kategorisinde ‘emir’ ve isteme kategorisinde ‘istek mektubu’ olarak en fazla algılandığına ulaşılmıştır