Yazar "Demir, Ali Aslan" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 2 / 2
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Platismatia glauca (L.) W.L.Culb. & C.F.Culb.'nın ı̇nsan lenfositleri üzerindeki biyolojik aktiviteleri(2018) Emsen, Buğrahan; Demir, Ali Aslan; Kaya, Saban AbdullahLikenler yapısında farklı metabolitleri bulunduran ve bu bileşenleri sayesinde antik çağlardan beri birçok hastalığın tedavisinde yararlanılan organizma olarak dikkat çekmektedir. Bu yüzden, mevcut çalışma önemli liken türlerinden biri olan Platismatia glauca (L.) W.L.Culb. & C.F.Culb.'nın insan lenfositleri üzerindeki etkilerini incelemeyi amaçlamıştır. P. glauca'dan elde edilen metanol (PME) ve su (PSE) ekstraktlarının hücreler üzerindeki sitotoksik aktiviteleri 3-(4,5-dimetiltiazol2-il)-2,5-difeniltetrazolyum bromür ve laktat dehidrogenaz testleri ile analiz edilmiştir. PME ve PSE ile muamele edilen lenfositlerdeki oksidatif değişimin belirlenmesi amacıyla toplam antioksidan kapasite (TAK) ve toplam oksidan durum (TOD) analizleri gerçekleştirilmiştir. Bu uygulamalara ek olarak, ekstraktların hücreler üzerinde sebep olduğu genetik hasar hücrelerdeki 8-hidroksi-2?- deoksiguanozin seviyeleri ölçülerek tespit edilmiştir. Hesaplanan IC50 değerleri, PSE'nin (162,26 mg/L) PME'ye (84,02 mg/L) kıyasla çok daha düşük seviyede sitotoksik aktivite gösterdiğini ortaya çıkarmıştır. Her iki ekstraktın tüm konsantrasyonlarının (6,25-200 mg/L) negatif kontrole kıyasla istatistiksel olarak (p>0,05) hücrelerdeki TAK'yi yükselttiği ve aynı zamanda düşük konsantrasyonlarının genetik hasar meydana getirmediği belirlenmiştir. Tüm uygulamalar göz önüne alındığında, PME ve özellikle PSE'nin belli konsantrasyonlarının (<25 mg/L) lenfositler üzerinde anlamlı derecede oksidatif ve genetik hasara neden olmadan TAK'yi yükselttiği ve bu nedenle P. glauca likeninin doğal bir antioksidan olarak kullanılabileceği gözlenmiştir.Öğe Pseudevernia furfuracea (L.) Zopf Sekonder Metabolitlerinden Fisodik Asit ve Olivetorik Asidin HepG2 ve THLE2 Hücreleri Üzerindeki Biyolojik Etkilerinin Belirlenmesi(2019) Emsen, Buğrahan; Demir, Ali Aslan; Sadi, GökhanKsenobiyotiklere sıkça maruz kalan karaciğer hücrelerinin kansere dönüşme oranı çok yüksektir. Kanser tedavi sürecinde yararlanılan radyoterapi ve kemoterapi yöntemlerinin yetersiz kalması ve yan etkilerinin oldukça fazla olması doğal kaynaklı ürünlerin kullanılmasını ön plana çıkarmıştır. Pseudevernia furfuracea (L.) Zopf, bilimsel çalışmalarda yıllardır tedavi amaçlı kullanılan bir liken türüdür. Mevcut projede çalışmasında, P. furfuracea'dan izole edilen fisodik asit (FA) ve olivetorik asidin (OA) kanserli (HepG2) ve sağlıklı (THLE2) insan karaciğer hücreleri üzerindeki sitotoksik (apoptotik ve nekrotik), antioksidan, pro-oksidan, genotoksik etkileri ve apoptoz ilişkili genlerin ekspresyon düzeyleri değerlendirilmiştir. Sitotoksisite ve akım sitometrik analizleri, ilgili metabolitlerin HepG2 hücreleri üzerindeki sitotoksik etkisinin THLE2 hücrelerine kıyasla çok daha yüksek olduğunu ortaya çıkarmıştır. Kanserli HepG2 hücreleri üzerinde gerçekleştirilen gen ekspresyon çalışmalarında, OA?nın genellikle dışsal yolaklar üzerindeki etkileriyle sitotoksik etki gösterdiği belirlenirken, FA?nın ise hem dışsal hem de içsel yolakları aktifleştirerek hücre ölümünü tetikleyici görevler üstlendiği çalışma sonuçlarına yansımıştır. FA ve OA kaynaklı hücrelerde meydana gelen antioksidan kapasite denemelerinde ise THLE2 hücrelerinde konsantrasyona bağlı bir artış göze çarpmış ve özellikle FA?nın bu süreçte önemli bir antioksidan bileşik olduğu saptanmıştır. Ayrıca FA ve OA?nın hücreler üzerindeki genotoksik etkileri incelendiğinde, metabolitlerin test edilen konsantrasyonlarının hiçbirinin negatif kontrol uygulamasına kıyasla THLE2 üzerinde oksidatif DNA hasarı meydana getirmediği fakat yüksek konsantrasyonlu metabolit uygulamalarının HepG2 üzerinde genetik hasar oluşturduğu belirlenmiştir. Tüm bu sonuçlar ele alındığında, insidansı çok yüksek olan karaciğer kanserine karşı alternatif ve tamamlayıcı tedavi kapsamında P. furfuracea likeninin ve bu likenden izole edilen FA ve OA?nın önemi ortaya çıkarılmıştır.