İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü, Makale Koleksiyonu
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Güncel Gönderiler
Öğe İspanya sosyal güvenlik sistemi ve son düzenlemelere göre serbest meslek sahiplerinin/çalışanlarının durumu(2023) Demirkaya, SeherSosyal güvenlik hakkı anayasal güvence altında bulunan temel haklardan biridir. Sosyal güvenlik, çalışma yaşamında kişilerin çalışmadıkları veya çalışamadıkları dönemlerin güvence altına alınması için kamu gücüyle ve genellikle zorunluluk esasına dayanan bir güvence yöntemidir. İspanya sosyal güvenlik sistemi 1880’li yıllara dayanan yapısı ile, vatandaşlarına ve ülkesinde ikamet eden yabancılara belli koşulların sağlanması ile söz konusu kamu sosyal güvenlik hizmetini sunmaktadır. İspanya sosyal güvenlik sisteminde sigortalılara ve hak sahiplerine iş kazası ve meslek hastalığı, analık, hastalık, malullük, ölüm, işsizlik, aile yardımları sigortaları kapsamında çeşitli yardımlar sunulmaktadır. Sosyal güvenlik yapısı genel rejim, serbest meslek çalışanlarına özgü rejim ve diğer özel rejimlerden oluşmaktadır. Serbest meslek çalışanlarına yönelik rejimde, 1 Ocak 2023 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere birtakım değişiklikler yapılmıştır. Değişikliklerle birlikte genel rejime tabi olanlar ile serbest meslek rejimine ilişkin uygulamaların birbirine yakınlaştırılması hedeflenmiştir.Öğe Economic and demographic determinants of overtime in the turkish private sector(Rede Investigacao Condicoes Trabalho-Ricot, 2021) Özcan, Kıvılcım Metin; Birecikli, Şenay Ücdoğruk; Ünlü, Mustafa; Özgür, Ayşenur ÖktemOvertime is an important labor market phenomenon, which is generally influenced by demographic, economic, and organizational factors. In this study, factors affecting work overtime in the private sector in Turkey were examined by using the Household Labour Force Survey data of the Turkish Statistical Institute (TurkStat) between 2014 and 2017. Factors affecting individuals' overtime in the private sector were analyzed by using the Tobit Model with demographic variables, other variables that are related to working conditions, and two macroeconomic variables namely per capita gross domestic product (GDP) and inflation. Results indicated that men work more overtime than women. Married people work more overtime than singles, and overtime decreases as the level of education and experience increases. The rate of overtime work is higher for those who are not registered with the Social Security Institution (SSI) and in the status of informal employment. Employers, unpaid or family workers, or self-employed workers are working more overtime than paid employees. The impact of GDP per capita on overtime is negative. Overtime decreases as per capita income increases. Therefore, the contraction in the economy and the decrease of the purchasing power of individuals lead them to overtime.Öğe Çalışma yaşamında işçinin kişilik haklarının korunması bağlamında ILO’nun 190 sayılı şiddet ve taciz sözleşmesinin değerlendirilmesi(2021) Demirkaya, Seher; Güler, CeyhunILO düzenlemelerinde şimdiye kadar çok defa atıfta bulunulmasına rağmen şiddet ve taciz konusu hiçbir ILO sözleşmesinin ana temasını oluşturmamıştır. Dolayısıyla 190 sayılı Şiddet ve Taciz Sözleşmesi çalışma yaşamında şiddet ve taciz konusuna doğrudan odaklanan ilk özgün uluslararası düzenleme olması nedeniyle son derece önemlidir. Ayrıca Sözleşme, kişiler ve alanlar bakımından son derece geniş bir kapsama sahiptir. Sözleşme, kayıtlı veya kayıtdışı, özel veya kamuya ait tüm sektörlerde iş ve işle ilgili/bağlantılı yerlerde yaşanan şiddet ve taciz hallerine karşı çalışanlar ile diğer kişilere koruma sağlanmayı amaçlamaktadır. 190 sayılı Sözleşmenin amacı, kapsamı, konusu vb. konularda ulusal ve uluslararası alanda yapılmış çeşitli çalışmalar mevcuttur. Bu çalışmada ise, 190 sayılı Sözleşme işçinin kişilik haklarının korunması bağlamında tartışmaya açılmaktadır. Çalışmada, ulusal hukuki düzenlemeler şiddet ve taciz kapsamında ele alınırken, mevcut ulusal düzenlemelerin 190 sayılı Sözleşme ile ne ölçüde uyumlu olduğu tartışılmaktadır. Böylece konu ve kapsam itibariyle son derece geniş bir yapıya sahip olan 190 sayılı Sözleşme, belirli bir bağlamda, ulusal mevzuat açısından etraflıca incelenmeye çalışılmıştır.Öğe Deepening problems of domestic workers during the COVID-19 outbreak: The case of İstanbul(İstanbul Univ, Methodology & Sociology Research Center, 2021) Güler, CeyhunCovid-19 salgını küresel düzeyde toplumsal ve ekonomik anlamda çok sayıda sorunun ortaya çıkmasına neden olmuştur. İşsizlik, iş gücüne katılımın azalması, gelir kaybı, sosyal korumadan yoksunluk ve virüs bulaşma riski ise çalışma yaşamı içerisinde salgınla bağlantılı ortaya çıkan sorunlar arasında yer almıştır. Çoğunlukla kayıt dışı çalışan güvencesiz gruplar bahsi geçen sorunlardan çok daha yoğun etkilenmişlerdir. Ev işçileri de bu güvencesiz gruplar arasında bulunmaktadır. Kayıt dışılık ve güvencesizlik ev işçilerini salgın döneminde çok daha kırılgan ve savunmasız hale getirmiştir. Bu çalışmada ev işçilerinin salgın döneminde yaşadıkları sorunları, gerçekleştirilen derinlemesine görüşmeler aracılığıyla işçilerin deneyimleri üzerinden anlaşılması amaçlanmıştır. Bahsedilen amaç doğrultusunda İstanbul’da yaşayan 35 kadın ev işçisi ile yarı yapılandırılmış sorular aracılığıyla online platformlar veya telefon görüşmeleri üzerinden derinlemesine görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Araştırma kapsamında kendileriyle görüşme gerçekleştirilen ev işçilerinin Covid-19 salgını döneminde yaşadıkları sorunlar ve maruz kaldıkları hak ihlalleri mülakat verileri üzerinden betimsel bir şekilde analiz edilmeye çalışılmıştır. Araştırma bulguları ev işçilerinin, çalışma hakkı ve diğer temel insan hakları bağlamında çok sayıda hak ihlaline maruz kaldıklarını göstermiştir. İş ve gelir kaybı, sosyal korumadan yoksunluk, iş yükünün ağırlaşması, ücretli izin hakkına erişememe, mesai saatlerinin uzaması vb. ev işçilerinin dikkat çektikleri sorunlardan olmuştur.Öğe Akış deneyimi üzerine genel bir literatür taraması(Pamukkale Üniversitesi, 2019) Turan, NurayAkış deneyiminin kökeni 1960’larda Maslow’un doruk deneyim (peak experience) çalışmalarına dayanmaktadır ve 1970’lerdeCsikszentmihalyi tarafından geliştirilmiş ve kavramsallaştırılmıştır. Güncel olarak da, pozitif psikoloji içinde yer alan bir araştırmaalanıdır. Akış deneyimi aynı zamanda optimum deneyim veya ototelik deneyim olarak da ifade edilmektedir.Akış deneyimi, ululuslararası ve ulusal ölçekte bağımlı ve bağımsız değişken olarak uygulamalı araştırmalarda çalışılmışolmasına rağmen; tanımına ilişkin bir muğlâklık olduğu ve Türkçe literatürde tam olarak karşılığını bulamadığı dikkatçekmektedir. Bu nedenle bu makalede akış deneyimine ilişkin genel bir literatür taraması yapılarak; akış deneyiminin teorik altyapısına, tanımlarına, araştırma alanlarına, boyutlarına ve modellerine yer verilmiştir. Elde edilen bulgulara göre; “psikolojik/zihinsel/bilişsel durum, herhangi bir faaliyette bulunma, yoğunlaşma, ilgili faaliyetten keyif alma, kendini verme, zorlukla/zorluklarla mücadele, optimal deneyim, motive olmuş hissetme, hedef, ilgili faaliyet için beceri sahibi olma ve geri bildirim”inakış deneyimi tanımlarında, boyutlarında ve modellerinde en sık kullanılan kavram/ifadeler olduğu görülmektedir. Araştırmaalanlarının ise; spor alanında başladığı oyun, sanat, dans ve müzik, eğitim ve çalışma gibi insan yaşamının pek çok yerindeyaşanabildiği dikkat çekmektedir. Sonuç olarak, gelecek araştırmalarda akış deneyiminin anlam, etki ile sonuçları örneklemve alan çeşitliliğinde önerilebilir. Böylece, akış deneyimine ilişkin kaynak, veri ve yöntem çeşitliliği artacak, araştırmalarzenginleşecek, bilimsel çalışmalar için yeni farkındalıklar oluşacaktır.Öğe Çalışma mutluluğu düzeyi ve algısı: Özel sektör avukatları üzerine bir araştırma(2020) Turan, NurayBu çalışmanın amacı, özel sektör avukatları arasında çalışma mutluluğunu ölçmek, çalışma mutluluğunu nasıl ifade ettiklerini ve algıladıklarını ortaya koymaktadır. Bu amaçla, 168 özel sektör avukatının katıldığı bir karma araştırma yöntemi tasarlanmıştır. Avukatların genel çalışma mutluluğu ortalamasının 5’li likert ölçeğine göre 3,07 ile ortalama düzeyde olduğu görülmüştür. Avukatlar çalışma mutluluğunu “potansiyeli gerçekleştirme, çalışma ortamı koşulları, huzur, işi severek yapma, para/gelir/ücret” olarak ifade etmektedir. Çalışma mutluluğunu gelir/para/ücret ile ifade eden avukatların genel çalışma mutluluğu 3,24 ortalama ile diğerlerine göre en yüksek ortalamaya sahiptir. Çalışma mutluluğunu “potansiyeli gerçekleştirme” ile ifade eden avukatların olumlu duyguları “huzur” ile ifade eden avukatlardan; “huzur ve para/ücret/gelir” ile ifade eden avukatların ise; “işini severek yapma” ile ifade eden avukatlardan daha yüksektir.Öğe Sosyal devletin dönüşümü ve düzenleme teorisi: Karşılaştırmalı bir çalışma(2020) Güler, Mehmet AtillaSosyal devlet, kapitalist düzenin en önemli kavramlarından biridir. Öğretide sosyal devlet, toplumsal riskler, gelir dağılımının düzenlenmesi, vatandaşlık haklarının gelişimi ve işçi sınıfının politik temsili gibi çeşitli noktalardan hareketle açıklanmaktadır. Buna karşılık, 1970’lerin başından itibaren Fransa’da gelişen düzenleme teorisi, sosyal devletin açıklanmasında farklı bir yaklaşımı oluşturur. Kavramları ve görgül araçları eklemleyen düzenleme teorisi, 1980’li yıllarda dünya genelinde kabul gören bir yaklaşım halini almıştır. Çalışmada sosyal devlet kavramı, düzenleme teorisini temel alacak şekilde açıklanmıştır. Günümüzde sosyal devlete ilişkin çalışmalarda ağırlıkla sosyal devlet modellerine odaklanılmaktadır. Bu temelde, çalışmada düzenleme teorisinde tanımlanan Fordizm biçimleri, sosyal devletin gelişimiyle, dönüşümüyle ve sosyal devlet modelleriyle ilişkilendirilmiştir. Bu bağlamda, kapitalist düzende yaşanan iki farklı krizin sosyal devletin geneli ve sosyal devlet modelleri üzerindeki etkileri ekonometrik modellerle çözümlenmiştir.Öğe Yenilikçi davranış ölçeğinin (YDÖ) Türkiye’ye uyarlama çalışması(Anadolu Üniversitesi, 2020) Pala, Osman; Turan, NurayBu araştırmanın amacı, Lukes ve Stephan’ın (2017) geliştirdiği Yenilikçi Davranış Ölçeği (YDÖ) Türkçe formunun geçerlilik ve güvenirliğini test etmektir. Çalışmanın örneklemi akademisyenlerden oluşmaktadır. Elde edilen bulgular, ölçeğin orjinali ile aynı faktörlere sahip olduğunu göstermiştir. Bunlar “fikir üretimi, fikir arama, fikir iletişimi, uygulamaya başlama faaliyetleri, diğerlerini dahil etme, engellerin üstesinden gelme ve yenilikçi çıktı” olmak üzere yedi faktördür. Ölçeğin içsel tutarlılık ve güvenilirlik değerleri hem ölçeğin geneli hem de tüm faktörler için uygun çıkmış ve sonuçlar birlikte değerlendirildiğinde ölçeğin tamamının güvenilir olduğu görülmüştür. Genel olarak yapılan analizler dikkate alındığında, Türkiye’de yenilikçi davranışı ölçmek amacıyla uyarlanan bu ölçeğin geçerli ve güvenilir bir ölçme aracı olduğunu söylemek mümkündür. Böylece ölçeğin, gelişime açık bir alan olarak yenilikçi davranış ölçümü için yararlı olacağı düşünülmekte, gelecekte farklı araştırmalarda bağımlı ve bağımsız değişken olarak kullanılması önerilmektedir. Aynı zamanda ölçeğin bu haliyle organizasyonlar için uygulamada çalışan davranışı ölçümlerine ve geliştirilecek eğitim-geliştirme programları ile projelere destek olacağı öngörülmektedir.Öğe Avrupa Sendikalar Konfederasyonu’nun yeni ekonomik yönetişim modeli ve kemer sıkma politikaları karşısındaki tutumu(2020) Güler, CeyhunBu çalışmada, 2008 yılı itibariyle ortaya çıkan küresel finans ve borç krizinin Avrupa Birliği (AB) üzerindeki etkileri, yeni ekonomik yönetişim modeli ve kemer sıkma politikalarının AB karar ve politika oluşturma sürecine yansımaları, krizle mücadele noktasında benimsenen stratejilerin AB istihdam piyasası ve sosyal politikasında ortaya çıkardığı sorunlar ve Avrupa Sendikalar Konfederasyonu (European Trade Union Confederation- ETUC)’nun kriz karşısındaki tutumu tartışmaya açılacaktır. Bu doğrultuda yaşanan finans ve borç krizi sonrasında ortaya çıkan sorunlar ve ETUC’un kriz sürecinde benimsediği sendikal stratejiler bütüncül bir anlayışla ele alınmaya çalışılacaktır. ETUC tarafından benimsenen strateji ve politikaların krizle mücadele aşamasındaki etkinliği ve ETUC’un AB tarafından ortaya konulan ekonomik yönetişim anlayışı ve kemer sıkma politikalarından nasıl etkilendiği birincil belgelere dayalı olarak Konfederasyon belgeleri üzerinden incelenecektir. Ayrıca ETUC’un geçmiş dönem faaliyetleri incelenirken bazı arşiv belgelerine de yer verilecektir. Böylece ETUC’un 2008 Finansal Krizi sonrasında yaşanan gelişmeler karşısındaki tutumu betimleyici bir anlayışla, derinlemesine ve bütüncül bir şekilde tartışılmaya çalışılacaktır. 2017 yılında onaylanan Avrupa Sosyal Haklar Sütunu (European Pillar of Social Rights)’nuyla birlikte ETUC’un Avrupa sosyal boyutu tartışmalarının canlanması noktasındaki çabaları da bu çalışmada üzerinde durulan konular arasında yer alacaktır. Bu süreçte ETUC tarafından benimsenen stratejiler, sadece krizin ortaya çıkardığı sorunlarla mücadele noktasında değil ETUC’un AB karar mekanizmalarını etkileyebilen bir aktör olarak var oluşunu devam ettirme çabası doğrultusunda da anlaşılmaya çalışılacaktır. Böylece çalışmada ETUC’un gelecek dönem önceliklerine ve faaliyetlerine yönelik bir tartışmaya da yer verilecektir.Öğe Çalışmada akış deneyimi ölçeğinin (ÇADÖ) Türkçe uyarlaması: Geçerlik ve güvenirlik çalışması(Ankara Üniversitesi, 2021) Turan, Nuray; Pala, OsmanBu araştırmanın amacı, 2008 yılında Bakker tarafından geliştirilen Çalışmada Akış Deneyimi Ölçeği (ÇADÖ) Türkçe formunun geçerlilik ve güvenirliğini test etmektir. Çalışmanın örneklemini, 135 akademisyen ve 117 öğretmen oluşturmaktadır. Elde edilen sonuçlara göre ölçeğin iki boyutlu bir yapıya sahip olduğu tespit edilmiştir. Bu boyutlardan orijinal ölçekte yer alan “çalışmaya kendini verme” boyutu bu çalışmada aynı sonucu vermiş; “çalışmadan keyif alma” ve “içsel çalışma motivasyonu” boyutları ise, orijinal ölçekten farklı olarak tek boyutta birleşmiştir. Birleşen iki boyuttan oluşan bu yeni boyut “çalışmada içsel keyif” olarak adlandırılmıştır. Sonuç olarak, ölçeğin bu haliyle farklı sektörlerde ve örneklemlerde çalışmada akış deneyimi yaşama hakkında çalışma yaşamına dair çıkarımlarda bulunabilmek için yararlı olacağı düşünülmektedir. Ayrıca, bu ölçeğin, gelecekte farklı araştırmalarda bağımlı ve bağımsız değişken olarak kullanılması önerilmektedir.Öğe Women shelters as a social ınstitution in struggle against violence(Sosyoekonomi Soc., 2020) Demirbilek, Sevda; Özgür, Ayşenur Öktem; Çoban, AliyeViolence against women is a social problem. While various public and private measures are taken to eradicate its existence, certain services are provided to protect women who have been already exposed to violence and to help them adopt a sustainable life thereafter through public and/or private institutions and organizations. Within this framework, "women's shelters" in Turkey provide temporary services to victims of violence against women by rescuing them from violence, solving psycho-social and economic problems and preparing them for a better future. In this context, the aim of the research is to determine the roles and functions of the shelters in the struggle against violence against women. Descriptive research design was used in the research. In-depth interviews were conducted with 25 women staying in three shelters in Izmir province affiliated to the General Directorate on the Status of Women, Ministry of Family, Labor and Social Services of the Republic of Turkey. The data obtained from these interviews were deciphered and analysed with MAXQDA 18 qualitative data analysis program. In the light of the data obtained from one-on-one interviews, seven main themes were revealed. These themes are as follows: (i) the nature of violence against women, (ii) causes of violence against women, (iii) the societal support to the women victims of violence, (iv) the role of a "women's shelter" in struggling violence against women, (v) conditions of the "women shelters", (vi) sustainable living of women post-shelter and (vii) further suggestions for the improvements of "women shelters".Öğe Darbe, dayanışma ve direniş: 1980 Dönemi Avrupa sendikal hareketi ve DİSK ilişkileri(2019) Güler, Ceyhun12 Eylül 1980 Askeri Darbesi, Türkiye’de sosyal ve demokratik hakların belirli bir dönem askıya alınmasına, sonrasında ise kısıtlanmasına neden olmuştur. Başta DİSK olmak üzere Türkiye sendikal hareketi bu süreçten olumsuz etkilenmiştir. Söz konusu dönemde Avrupa sendikal hareketi Türkiye’de yaşanan gelişmelerle yakından ilgilenmiştir. Bu çalışmada, 1980 döneminde Avrupa sendikal hareketinin DİSK ve DİSK’li sendikacılarla dayanışması, arşiv belgeleri ve birinci el kaynaklar ışığında detaylı bir şekilde incelenmeye çalışılacaktır.Öğe Zonguldak havzasında işçi hareketleri ve 1990-1991 büyük madenci grevi(2019) Güler, Mehmet AtillaZonguldak Havzası 19.yüzyılın ikinci yarısından itibaren bölge genelinde yürütülen taşkömürü madenciliği faaliyetleri nedeniyle Türkiye işçi sınıfı tarihi açısından en özel inceleme alanlarından birini oluşturur. Havza genelinde işçi hareketlerinin ortaya çıkışı -bir istisna dışarıda bırakılırsa- tek partili dönemde başlamış, planlı dönemde ise bölge genelinde sınıf siyaseti açısından oldukça kapsamlı ve nitelikli grevler gerçekleştirilmiştir. Havzanın ve ülkenin tarihine damgasını vuran en önemli işçi hareketi ise 1990-1991 Büyük Madenci Grevidir. Bu çalışmanın amacı belirtilen grevi ekonomik, sosyal ve siyasal bağlamda incelemektir. Çalışmada ayrıca 1990-1991 Grevi öncesinde Havzadaki işçi hareketlerinin kısa bir özeti de verilmiştir.Öğe Ülkemizde sanatçıların çalışma, iş sözleşmesi yapma ve ücret hakları bakımından durumlarına ilişkin bir değerlendirme(2019) Hoş, ZeynepSosyal ve kültürel birikimlerin ifade biçimlerinden biri olan sanat, insanların yaşamlarını zenginleştirmesi bakımından bireysel bir öneme; toplumsal politikaların yönlendirilmesi ve şekillenmesi noktasında ise toplumsal bir öneme sahiptir. Sanatsal faaliyetleri ile sanatçılar da, yaratıcı ve eleştirel bakış açıları ile toplumun ilerlemesine katkı sunmaktadırlar. Bu bakımdan, sanata ve sanatçıya gereken önemi ve değeri veren toplumlar sosyal, kültürel ve endüstriyel alanda da ilerleme kaydetmektedir. Ülkemizde, sanat ve sanatçının korunması konusunda devlete anayasal düzeyde sorumluluk yüklenmiştir. Sanatçı haklarının korunup geliştirilmesi, bu sorumluluğun hayata geçirilebilmesi bakımından da önem arz etmektedir. Bu çalışmada, toplumların değişim ve gelişim süreçleri bakımından önemli bir role sahip olan sanatçıların çalışma, iş sözleşmesi yapma ve ücret hakları açısından durumları incelenerek, konuya ilişkin gerek mevzuat, gerekse uygulamadan kaynaklanan sorun ve eksiklikler belirlenmeye çalışılmıştır. Söz konusu sorun ve eksiklikler idari ve hukuksal boyutta bazı tedbirlerin alınmasını gerekli kılmaktadır. Bu çerçevede, bu çalışma ile sanatçıların çalışma ilişkilerine ilişkin haklarının korunması ve geliştirilmesi bakımından ortaya konulacak çabalara ve özellikle hukuksal düzeyde atılacak adımlara katkı sunulması hedeflenmiştir.Öğe Emeğin özneleşmesi bağlamında Türkiye’de politik rock’un gelişimi(2020) Güler, Mehmet Atilla; Oran, SerterRock müzik, modern çağın baskın sesi olarak tanımlanabilir. Bugün içeriğine ba-kılmaksızın hayatın her alanında rock müziğin sesine, armonisine, tınısına denk gelmek mümkündür. Ortaya çıktığı dönemde sadece gençliğin başkaldırısı ola-rak değerlendirilse de cazdan R&B’ye, klasik müzikten hip-hopa kadar olduk-ça geniş bir yelpazeden etkilenen rock müzik zaman içerisinde önemli ölçüde politikleşmiştir. Bunun yanında rock müzik, nesiller arası geçişkenliğe sahip bir müzik türüdür. Örneğin ilk ortaya çıktığı dönemde Pink Floyd, Led Zeppelin gibi bugün kült hale gelmiş grupları dinleyen jenerasyonun bir hatta iki jenerasyon sonrası dahi aynı grupların müziğinden hem benzer hem de farklı anlamlar çı-karabilmektedir. Jenerasyonlar arası bu geçiş, zamanla rock müziğin orta ölçekli bir isyandan pazarlama aracı haline gelmesine de zemin hazırlamıştır. Çevre-sel, kültürel ve toplumsal değişimlerin/dönüşümlerin rock müziği başlangıç-taki amacından farklı bir noktaya taşıyarak sosyal dönüşümlere neden olduğu da söylenebilir. Bu çerçevede rock müziğin bu dönüşümlerin yansıması olduğu unutulmamalıdır. Çalışmada bu tartışmalarla ilişkili olacak şekilde Türkiye’de po-litik rock’un gelişimi emeğin özneleşmesi bağlamında ele alınacaktır.Öğe Platform çalışma bağlamında ortaya çıkan sorunlara yönelı̇k sendı̇kalar ve platform çalışanlarının gı̇rı̇şı̇mlerı̇(2020) Kovancı, Yasemin ArıSon yıllarda giderek yaygınlaşan platform çalışma, dijitalleşme sürecinde ortaya çıkan yeni çalışma biçimlerinden biridir. İşgücü istem ve sunumunun dijital çalışma platformları aracılığıyla eşleştirilmesine dayanan platform çalışma biçiminin çalışma yaşamının geleceğinde önemli bir yere sahip olması beklenmektedir. Geleneksel çalışma ilişkisinden pek çok yönüyle farklılıklar gösteren platform çalışma biçimi niteliği gereği çeşitli sorunları beraberinde getirmektedir. Bu çalışmada, platform çalışmanın kendine özgü yapısı nedeniyle platform çalışanları bakımından içerdiği sorunların ve bu sorunların çözümüne ilişkin olarak sendikalar ve platform çalışanları tarafından gerçekleştirilen girişimlerin incelenmesi amaçlanmaktadır. Bu amaçla, literatür taraması yönteminin kullanıldığı çalışmada, öncelikle konuya ilişkin kavramsal bir çerçeve oluşturması için platform çalışma ele alınmış, ardından platform çalışmadan kaynaklanan sorunlara yer verilmiş, son olarak da sendikaların ve platform çalışanlarının girişimleri, çeşitli ülke örneklerine değinilerek ortaya koyulmaya çalışılmıştır.Öğe Bir kamu üniversitesi personelinin çalışma mutluluğunu etkileyen faktörler: Nitel araştırma örneği(2019) Turan, Nuray2000’li yılların başından itibaren pozitif örgütsel davranış, pozitif psikolojik sermaye gibi konuların çalışma yaşamı bağlamında araştırılmasının artış göstermesiyle birlikte, çalışma mutluluğu araştırmalarının önemi fark edilmiş ve alana ilgi artmıştır. Ancak, bu araştırmalar daha çok özel sektör çalışanları odağında yapılırken, kamu çalışanları arasında, özellikle de kamu üniversitelerinde çalışanlar arasında pek fazla yapılmamıştır. Bu nedenle, makalenin amacı, bir kamu üniversitesi akademik ve idari personelinin çalışma mutluluğunu etkileyen faktörleri ortaya çıkarmaktır. Bu amaçla, yapılandırılmış görüşme yönteminin kullanıldığı, 23 akademik ve 14 idari personel olmak üzere toplamda 37 üniversite personeli ile yüz yüze görüşme yapılmıştır. Sonuçlara göre; çalışma mutluluğunu etkileyen faktörler “kişisel, çevresel, işe yönelik tutumla ilgili, ilişkilerle ilgili ve yönetimsel faktörler” olarak belirginlik kazanmıştır. Bu faktörler içinde, akademik personel için çalışma mutluluğunu etkileyen en önemli faktör işe yönelik tutum, en az önemli faktör ise çalışma ortamı ilişkileri ile ilgili faktör iken; idari personel için en önemli faktör yönetimsel; en az önemli olan ise, çevresel faktördür. Bulguların gelecek araştırmalar için kamu üniversitelerine veri kaynağı; özel üniversitelere bu araştırmaların yapılabilmesi için bir zemin oluşturacağı ve fayda sağlayacağı öngörülmektedir.Öğe Endüstri 4.0 ve yaşlı çalışanların ı̇stihdam edilebilirliği(2020) Özgür, Ayşenur Öktem; Demirbilek, TunçNüfusun yaşlanması ile birlikte hızlı teknolojik yenilikler, işin geleceğini dönüştürmektedir. Endüstri 4.0 olarak nitelendirilen teknolojik dönüşüm bağlamında, sistem karmaşıklığının artması ve fiziksel çalışma ortamının giderek daha fazla otomatik hale gelmesi, yeni işler ile ilgili görevlerde karmaşık bilgiyi uygulama, yeni bilgi oluşturma ve bilgiyi aktarma gibi becerileri gerekli kılmaktadır. Bu durum, yeterli bilgi ve iletişim teknolojisi (BİT) becerisine sahip olmayan yaşlı çalışanların istihdam edilebilirliğini olumsuz etkileyebilmektedir. Ancak, günümüzde beklenen yaşam süresinin artmasıyla daha fazla yaşlı çalışan aktif olarak işgücü piyasasında yer aldığı için, teknolojik dönüşüm, işletmeler ve çalışanlar için esnek kariyer modelleri ve yaş dostu çalışma ortamları geliştiren politikaları mümkün kılmakta ve talep etmektedir. Dolayısıyla, Endüstri 4.0, yaşlı çalışanların istihdam edilebilirliği açısından birtakım tehditler içerirken, çeşitli teknolojik sistemlerle onların istihdamına katkı da sağlayabilmektedir. Buradan hareketle, çalışmada ilk olarak Endüstri 4.0 kavramı ve işin yapısı ve beceriler üzerine etkileri incelenecektir. Daha sonra, Endüstri 4.0 bağlamında yaşlı çalışanlar ve yaşlı çalışanlara yönelik uygulamalar irdelenecektir.