2023 - Cilt: 1 Sayı: 1
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Güncel Gönderiler
Öğe Savunma harcamaları: Türkiye değerlendirmesi(Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi, 2023) Doğan, Alper; Kabayel, EmineÜlke bağımsızlığını ve güvenliğini sağlamanın en temel gereksinimi olan savunma hizmeti devletin temel görevleri arasında sayılmaktadır. Gerçekleştirilecek olan savunma hizmetinin ülke kaynaklarından ne ölçüde pay aldığı ise her zaman dikkat çekmiştir. Ayrıca savunma harcamalarının boyutu ve kapsamı da önem arz etmektedir. Bu bağlamda çalışmada savunma harcamaları teorik ve pratik olarak ele alınmıştır. Savunma harcamalarının kapsamı NATO ülkeleri (seçilmiş) olarak tercih edilmiştir. Çalışmada Türkiye’de ve seçilmiş NATO üye ülkelerinde savunma harcamalarının büyüklük ve çeşitliliği incelenmeye çalışılmış ve Türkiye’de gerçekleşen savunma harcamalarının gelişimi ve bileşimi ele alınarak savunma harcamalarının savunma sanayisi ile olan ilişkisine değinilmiştir. Çalışmada, Türkiye’de savunma harcamalarının eğitim ve sağlık harcamalarına oranla bütçeden daha az pay aldığı, Türkiye’de bütçeden yaklaşık %2 pay alan savunma harcamalarının bileşiminde araştırma geliştirme faaliyetlerine ayrılan payın arttığı sonucuna ulaşılmıştır.Öğe Evaluation of carbohydrate-containing fluid preloading in pregnant women using the obstetric quality of recovery scale after caesarean section(Coll Physicians, 2025) Dülger, Özlem; Başaran, BetülObjective: To test the short and long-term effects of consuming carbohydrate-rich beverages on patient-centred outcomes after caesarean delivery under spinal anaesthesia. Study Design: A prospective randomised controlled study. Place and Duration of the Study: Department of Obstetrics and Gynaecology, Karaman Training and Research Hospital, Karaman, Methodology: A total of one hundred parturients were randomly assigned to two groups. Fifty parturients were in the control group (Group C) and 50 in the oral carbohydrate preloading group (Group OCH). Group OCH were given carbohydrate-rich fluids, while those in Group C received distilled water before undergoing elective caesarean surgery. The primary outcome of this study was to evaluate the Obstetric Quality of Recovery-10 scores (ObsQoR-10) at the postoperative 24(th )hour. Secondary outcomes were ObsQoR-10 scores on the postoperative 3rd and 7(th ) day, postoperative pain scores, VAS scores, opioid consumption, and sensation of breast fullness. Welch's t-test and mixed-effect models were employed to analyse the outcomes. Results: The total recovery scores of both groups at the 24th hour, 3rd day, and 7(th ) day were similar (Group C: 80.08 +/- 15.58, Group OCH: 80.18 +/- 14.6; Group C: 93.98 +/- 7.45, Group OCH: 94.12 +/- 8.86; Group C: 97.2 +/- 5.16, and Group OCH: 98.16 +/- 3.18, respectively). The sensation of breast fullness was significantly higher in the Group OCH (p <0.05). No difference was recorded between the groups regarding postoperative tramadol consumption, VAS scores, and the presence of postdural puncture headache (p >0.05). Conclusion: Although carbohydrate-rich beverages did not affect the ObsQoR-10 score, they may have a notable influence on the increase of breast fullness and tenderness, which promotes breastfeeding among postoperative mothers.Öğe Kur’an tefsirinde İsrailiyyât kullanımına dair modern Arapça çalışmalara bir bakış(Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi, 2023) Akyar, NevfelKur’an, Eski Ahit ve Yeni Ahit’in paylaştığı yaklaşık yirmi peygamber figürü vardır. Kur’an hem doğrudan hitaplarında hem de bu peygamberlerin kıssalarını aktarırken bu eski kutsal kitap topluluklarıyla meşgul olur. Daha önceki kutsal metinler, bu peygamberlerin kıssalarını Kur’an’a göre daha ayrıntılı olarak sunma eğilimindedir. Bu nedenle, ilk Müslümanlar bazen Kur’an’ın imalı ve kısa referanslarını detaylandırmak için ihtida eden Yahudi ve Hristiyanlara danışırlardı. Bu süreçten İsrâîliyyât adı verilen bir rivayetler bütünü ortaya çıktı. Müslüman geleneğinde iyi yerleşmiş olmasına rağmen bu tür anlatıları tefsir amacıyla kullanma uygulaması da uzun süredir bilim adamları arasında ciddi tartışmalara konu olmuştur. Bu makale, Kur’an tefsirinde İsrâîliyyât kullanımına ilişkin çağdaş bakış açılarını ele almak için, yakın tarihli yaklaşık bir düzine Arapça eseri incelemektedir.Öğe XVII. yüzyılın ortalarına kadar Belh'in topoğrafyası(Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi, 2023) Can, MesutBelh’in eski şehrine ait topoğrafya bugüne kadar herhangi bir araştırmaya konu edilmedi. Her ne kadar Kuzey Afganistan’da önemli araştırmalar yapan Fransız Arkeoloji Delegasyonu şehir ve çevresindeki anıtları, özellikle Budist olanları yakından incelemiş olsa da, şehrin ortaçağ tarihi bir bütün olarak ele alınmaya başlanmamıştır. Bunun ana sebebi, Batılı arkeologların Doğuya ait şehrin topoğrafyasıyla ilgili elyazma kaynaklara ulaşamamasıdır.Öğe Kitab-ı Mukaddes’in Protestanlık öncesi Almanca çevirilerine bir bakış(Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi, 2023) Çinpolat, SalihKatolik Hristiyanlıkta Kitab-ı Mukaddes’in Latince çevirisi (Vulgata) esas metin kabul edilirken, Protestanlıkta Latincenin kutsallığına karşı çıkılmış, Hristiyan kutsal kitabının farklı dillere çevrilerek mesajının tüm dünyaya ulaştırılmasına önem verilmiştir. Martin Luther, Kitab-ı Mukaddes’in otoritesine vurgu yapmış (Sola Scriptura) ve onu Almancaya çevirmiştir. Böylece Kitab-ı Mukaddes çevirileri Protestanlıkla özdeşleştirilmiş ve çeviri işleminin öncüsü olarak da Martin Luther ön plana çıkarılmıştır. Ancak Protestanlıktan önce de Kitab-ı Mukaddes’in Avrupa’da İtalyanca, Almanca, Flemenkçe ve Fransızca çevirileri yapılmış, Roma Katolik Kilisesi de bu çevirilerle ilgili bir yaptırım uygulamamıştır. Bu araştırmada henüz Protestanlık ortaya çıkmadan önceki yıllarda yapılan ve matbu olarak basılan Kitab-ı Mukaddes’in Almanca çevirilerinden on dört tanesi hakkında bilgi verilmiştir. Bu çeviriler basılan matbaanın sahibine nispet edilerek adlandırılmıştır. Johannes Mentelin, Heinrich Eggestein, Jodocus Pflanzmann, Günther Zainer, Johann Sensenschmidt-Andreas Frisner tarafından basılan ilk beş çeviride eser üzerinde basım yeri ve tarihi belirtilmemiştir. Çevirilerde kullanılan kelimeler, kağıt özellikleri ve gravürler üzerinde yapılan incelemelerden yola çıkılarak söz konusu beş çevirinin 1464-1476 yılları arasında yayımlandığı kabul edilmiştir. İl iki çevirinin Strassburg’da, üçüncü ve dördüncü çevirilerin Augsburg’da, beşinci çevirinin ise Nürnberg’de basıldığı değerlendirilmektedir. Daha sonraki yıllarda yayımlanan çevirilerin ise matbaa sahibi, basım yeri ve yılına ait bilgiler şöyledir: Günther Zainer (Augsburg, 1477), Anton Sorg (Augsburg 1477, 1480), Anton Koberger (Nürnberg, 1483), Johann Reinharfd de Grüninger (Strassburg, 1485), Johann Schönsperger (Augsburg, 1487, 1490), Hans Otmar (Augsburg, 1507), Silvan Otmar (Augsburg, 1518). Buna göre henüz Protestan hareket ortaya çıkmadan ve Martin Luther Kitab-ı Mukaddes’i Almancaya çevirmeden önce Kitab-ı Mukaddes’in Almanca çevirileri yapılmış ve yayımlanmıştır. Martin Luther’in Kitab-ı Mukaddes’i Grekçe kaynaklardan Almancaya çevirmesi, halkın anlayacağı kelimeler kullanmaya özen göstermesi, Protestanların da tarihi süreçte Kitab-ı Mukaddes’i farklı dillere çevirmek için gösterdikleri çabalar önemlidir. Ancak Hristiyan kutsal kitabının Latince dışındaki dillere (özellikle Almancaya) yapılan çevirilerinin Protestanlık ve Martin Luther’den önce de var olduğu bilinmelidir.Öğe XVI. yüzyıla ait iki Memlûk cildinin tezyînî açıdan değerlendirilmesi(Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi, 2023) Şahin, BetülXVI. yüzyıl Orta Çağ’ın en büyük İslam devletlerinden biri olan Memlûkler için sonun habercisidir. Kısa süreli saltanatlardan sonra 1501 yılında tahta çıkan Kansu Gavri Memlûkler’in son büyük sultanı olarak zikredilmektedir. İçte istikrarı yeniden sağlamak adına sert bir politika izleyen Sultan, bir taraftan da harici düşmanlarla uğraşmak zorunda kalmıştır. Sultan Kansu Gavri yaşanılan bütün mali sıkıntılara rağmen, diğer Memlûk sultanları gibi saltanatının ihtişamını yansıtacak eserler yaptırmaktan geri kalmamıştır. Kahire’de inşa ettirdiği Kansu Gavri Külliyesi adını yaşatacak görkemli bir eserdir. Sultan Kansu Gavri yine diğer Memlûk sultanları gibi hazinesi için kendi adına çok güzel yazma eserler hazırlatmış. Dönemin ünlü hattatları tarafından hazırlanan bu kıymetli eserler, aynı özenle tezhiplenmiş ve yine aynı özenle ciltlenmiştir. Ancak Memlûk devletinde sadece sultanlar değil emirler de zenginliklerini ve güçlerini simgelemek adına kendileri için çok kıymetli yazma eserler hazırlatmışlardır. Son Memlûk sultanı olarak tarihe geçen Tomanbay henüz nâib iken hazinesi için yazma eser hazırlatan emirlerden sadece biridir. Bu çalışmada kullanılacak eserlerden ilki Sultan Kansu Gavri’nin, ikincisi ise Tomanbay’ın hazinesi için hazırlanmıştır. Bu iki eser şu an Süleymaniye Kütüphanesi Ayasofya Koleksiyonu’na kayıtlı bulunmaktadır. XVI. yüzyılın başlarına ait olan bu iki ciltte farklı tonlarda kahverengi deri kullanılmıştır. İkisi de miklebli olup, ön ve arka kapaklar aynı karakterde bezenmiştir. Makalemizde sunulan bu örnekler motif ve kompozisyon özellikleri açısından tahlil edilmiş ve Memlûk cild sanatı içindeki yerleri değerlendirilmiştir. Ulaşılan veriler neticesinde Tomanbay için hazırlanan eserin cildinin de Sultan Kansu Gavri dönemi özelliği gösterdiği tespit edilmiştir.Öğe Silsiletu’l-lisan ve el-Arabiyyetu beyne yedeyk arapça öğretim setlerinde tâbi`lerin öğretiminin incelenmesi(Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi, 2023) Aldemir, İsmailMakalede Arap gramerinde anadili Arapça olmayanlara tâbi´lerin öğretimi incelenmiştir. Bu gramer kurallarının Arap dili öğretimindeki okuma, yazma, dinleme ve konuşmadan oluşan dört dil becerisine etkisi araştırılmıştır. Anadili Arapça olmayanlara Arap dilini öğretmek için hazırlanan Silsiletu’l-lisan ve el-Arabiyyetu beyne yedeyk dil öğretim setleri örnek olarak alınmıştır. İki setin tâbi´leri öğretim yöntemlerinin karşılaştırması yapılarak ana dili Arapça olmayanlara dil öğretiminde faydalı katkılar sundukları sonucuna varılmıştır. Sıfat, tevkid, bedel, atf-ı beyan ve atf-ı nesaktan oluşan tâbi´lerin anadili Arapça olmayanlara öğretiminde bu iki kaynak arasında kıyaslamalar yapılmış ve yetelilik dereceleri tespit edilmeye çalışılmıştır. Ayrıca eksik görülen yönler ile ilgili çözüm önerileri sunulmuştur.