Sayı 18 Cilt 1 ( Haziran 2010 )

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 12 / 12
  • Öğe
    Friedrich Von Hayek: Kölelikten özgürlüğe
    (Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi, 2010-06) Madenci, Can; Röportajı Yapan: Cruz, Lucia Santa; çeviren : Madenci, Can
    82 yaşında olmakla birlikte yaşını göstermiyor. Zamanın akışı birçok fiziksel faaliyeti bırakmaya zorlamış olsa bile ince yapılı ve atik biri. Yorulmak nedir bilmeyen bir dağcı ve usta bir yürüyüşçü. Bugün ise enerjisini entelektüel çalışmasıyla sınırlandırmak zorunda. Hatta Şili’de bulunduğu süre boyunca, sayısız yükümlülüğüne rağmen, Friedrich von Hayek mevcut zamanını “Law, Legislation and Liberty” adlı kitabının üçüncü cildinin son bölümlerini tamamlamak için kullanıyor
  • Öğe
    Friedrich Von Hayek: Liberalizmin lideri Ve üstadı
    (Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi, 2010-06) Madenci, Can; çeviren : Madenci, Can; Röportajı yapan : Sallas, Renèe
    82 yıl boyunca – önümüzdeki mayıs ayının 8’inde 82. yaşını kutlayacak – verdiği tek taviz, pipo içmeyi nihayet bırakmak olmuş. Bugün sadece, yeleğinin cebinde sakladığı eski bir gümüş enfiye kutusundan arada sırada bir tutam iyi kalite İngiliz tütünü alıp kokluyor. Bunun dışında Friedrich von Hayek hayatının en iyi yıllarını niteleyen atikliğini, hiddetli cümlelerini, kavgacılığını, parlak zekâsını ve özgürlük tutkusunu koruyor.
  • Öğe
    Hayek’in kötü şöhretli röportajları
    (Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi, 2010-06) Madenci, Can
    11 Eylül 1973’te Şili’de bir darbe oldu. Üç sene önce yapılan genel seçimle iş başına gelmiş olan Marksist görüşlü Salvador Allende hükümeti, başında General Augusto Pinochet’nin olduğu ordu kuvvetlerince yerinden edildi. Jet uçaklarının bombaladığı La Moneda başkanlık sarayında piyadeler ve tanklar tarafından kuşatılan Allende teslim olmayı reddetti ve öldürüldü. Darbe sonrasında yapılan “resmî açıklamaya” göre, kendisi Fidel Castro’nun hediye ettiği tüfekle intihar etmişti.
  • Öğe
    Saldırgan davranışlar ve örgütsel mağduriyet üzerine kavramsal bir araştırma
    (Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi, 2010-06) Gül, Hasan
    Bu çalışma son yılarda gerek dünyada gerekse ülkemizde giderek artan saldırgan davranışlar ve neticesinde ortaya çıkan mağduriyet konusunu teorik anlamda ele almaktır. Yabancı literatürde hakkında çokça araştırma bulunmasına rağmen ülkemizde bu alanda henüz yeterli çalışma bulunmamaktadır. Bu nedenle söz konusu çalışma saldırgan davranışlar ve mağduriyet konusunu türleri, kaynakları ve yol açtığı sonuçlarıyla birlikte ele alarak yerli araştırmacılara ve yapılacak yeni araştırmalara yardımcı olmayı amaçlamaktadır.
  • Öğe
    Mobbing kavramı : birey ve örgütler açısından önemi
    (Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi, 2010-06) Tetik, Semra
    Son yıllarda örgütlerde mobbing uygulamaları artmaktadır. İşyerinde bir kişinin sürekli ve sistematik olarak bir ya da birden fazla çalışan tarafından saldırgan davranışlara hedef haline getirilmesiyle mobbing (psikolojik şiddet) meydana gelmektedir. Bu tür davranışlar kişi üzerinde travmalara sebep olmaktadır. Örgütlerde çalışanlara yönelik oluşan baskı ve zorlama olarak ifade edilen mobbing hem çalışanlar hem de örgütler açısından bir çok olumsuz sonuçlar yaratmaktadır. Mobbingin yaşandığı örgütlerde; çalışanlarda işten ayrılma niyetinin oluştuğu, örgütsel bağlılıklarının azaldığı ve buna bağlı olarak işgören devir hızının arttığı bilinmektedir. Bireysel ve örgütsel hatta toplumsal düzeyde ciddi olumsuz sonuçlar doğurabilen mobbing olgusunun farkına varılması, nedenlerinin belirlenmesi ve önlemlerin geliştirilmesi oldukça önemlidir. Bütün bu nedenlerle bu çalışma, kavramsal bir çerçevede bu konulara ışık tutmayı amaçlamaktadır.
  • Öğe
    “Olimpiyat Kenti”nden “Olimpiyat Devleti”ne
    (Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi, 2010-06) Şahin, Yusuf
    Olimpiyatlar, 1896 yılından sonra tekrar ulus devletlerin ilgi gösterdiği büyük olaylar haline gelmiştir ve ulus devletler olimpiyatlara ev sahipliği yapmak için birbiriyle yarış içine girmişlerdir. Bu makalede olimpiyatların ulus devlet, ulus inşası, ulusçuluk gibi kavramlardan bağımsız değerlendirilemeyeceği ileri sürülmektedir. Bu çerçevede tarihsel süreç içerisinde olimpiyatların siyasal boyutlarına işaret edilmiştir. Sonuçta, genel olarak büyük olayları, özel olarak da olimpiyatları çalışan birinin bunların siyasal yönlerini dikkate almasının zorunlu olduğuna vurgu yapılmıştır
  • Öğe
    Türkiye’de muhasebe meslek etiğine yönelik düzenlemeler ve meslek mensupları tarafından algılanması üzerine bir alan araştırması
    (Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi, 2010-06) Sakarya, Şakir; Kara, Suat
    Bilindiği gibi son yıllarda bütün dünyada yaşanan olumsuz gelişmeler toplumun her alanında olduğu gibi muhasebe mesleğinde de etik ve güven tartışmalarını gündeme getirmiştir. Bu noktadan hareketle çalışmada Türkiye’de muhasebe meslek etiğine yönelik yapılan düzenlemeler ve meslek mensupları tarafından nasıl algılandığı araştırılmıştır. Çalışmada, öncelikle etik kavramı ve muhasebe mesleğinde meslek etiği konuları ele alındıktan sonra ülkemizde bu yönde yapılan düzenlemeler incelenmiştir. Daha sonra da ülkemizde muhasebe meslek etiğine yönelik yapılan düzenlemelerin meslek mensupları tarafından algılanmasına yönelik ankete dayalı araştırma ve sonuçlarına yer verilmiştir.
  • Öğe
    2008 yılı küresel ekonomi krizinin Dünya ve Türkiye ekonomisine etkileri
    (Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi, 2010-06) Yıldırım, Süreyya
    Bu makalenin amacı, 2007 yılı Ağustos ayında ABD’de ortaya çıkan, 2008 yılında yaygınlaşan ve Türkiye ekonomisini de etkileyen küresel ekonomik krizle ilgili çözüm yollarını göstermektir. Bu çalışmada küresel ekonomik krizle ilgili olarak yayınlanmış yerli ve yabancı kaynaklar taranmış fakat yerli kaynaklardan daha çok yararlanılmıştır. Küresel ekonomik kriz gelişmiş ve gelişmekte olan bütün ekonomileri etkilediği için iktisadi karar organları, iş çevreleri, meslek kuruluşları ve akademisyenler tarafından çok tartışılan bir konudur. Bu kriz dünyada ve Türkiye’de ekonomik büyümeyi durdurmuş, işsizliği artmış, dış ticareti olumsuz yönde etkilemiş ve ekonomilerin makro ekonomik dengelerini bozmuştur. Krizin önlenmesi için sermayenin finansal sektörler yerine üretime kaydırılması gerekir. Türkiye ekonomisinde sıcak para ile büyüme yerine üretime dayalı büyüme modeli seçilmelidir.
  • Öğe
    Kuruluş yeri seçiminde bulanık TOPSIS yöntemi ve bankacılık sektöründe bir uygulama
    (Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi, 2010-06) Tırmıkçıoğlu Çınar, Nihan
    Kuruluş yeri seçimi bir çok kriterli karar verme problemi olup, işletmeler için büyük stratejik önem taşımaktadır. Bu çalışmada, bir kuruluş yeri seçimi problemi ele alınmakta ve bankacılık sektöründe yaklaşık on beş senedir faaliyet gösteren bir bankanın, hiç şubesinin bulunmadığı Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki beş aday şehir arasından en doğru tercih yapabilmesine yönelik bir karar destek modeli önerilmektedir. Geliştirilen karar destek modelinde, çok ölçütlü karar verme yöntemlerinden, değerlendirme süreçlerinin bulanıklığından dolayı, aralıklı karar vermeyi olanaklı kılan bulanık TOPSIS yöntemi uygulanmaktadır. Belirlenen kriterler altında yapılan değerlendirmelere göre, Diyarbakır en iyi aday şehir olarak belirlenmiştir.
  • Öğe
    Konaklama işletmeciliğinde stratejik yönetim süreci : Kavramsal bir yaklaşım
    (Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi, 2010-06) Kaya, İsmet
    Stratejik yönetim genel olarak organizasyonların gelecekte ulaşmak istediği amaçları ve bu amaçlara erişmek için izleyeceği yolları ifade etmektedir. Konaklama sektöründe yer alan işletmelerde başarılı bir stratejik yönetim sürecinin uygulanması, hem iç ve dış fırsatların daha iyi değerlendirilmesine hem de tehditlerin bertaraf edilmesi için daha uygun tedbirlerin alınmasına yardımcı olacaktır. Küresel ölçekli gelişmeler karşısında özellikle talep ve rekabet açısından kırılgan bir yapıya sahip olan konaklama işletmelerinin gelecekteki belirsizliklere karşı daha iyi pozisyon almaları için stratejik yönetim kavramını tartışmaya açmaları gerekmektedir.
  • Öğe
    Bulanık doğrusal programlama ile süt ürünleri işletmesinde bir uygulama
    (Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi, 2010-06) Çevik, Osman; Yıldırım, Yasemin
    Güncel hayattaki karmaşıklıklar, belirsizlik ve bilgi eksikliklerini beraberinde getirmektedir. Bu durum insan yaşamında olduğu kadar organizasyonlar için de böyledir. Karar alma süreçlerinde var olan bu belirsizlik durumları, klasik mantıkla çözümlenmek istendiğinde objektif bir sonuç elde edilememektedir. 1965 yılında Zadeh tarafından ortaya atılan bulanık küme teorisi ile bu belirsizlik ve bilgi eksikliklerinin yol açtığı karmaşıklığa çözüm getirilmeye çalışılmıştır. Buna bağlı olarak da amaç ve kısıtlarında bir takım ihlaller içerebilecek şekilde tasarlanan bulanık doğrusal programlama geliştirilmiştir. Burada amaç, belirsizliklerin ve bilgi eksikliklerinin olduğu durumlarda, daha hızlı ve esnek çözümler üreterek en doğru kararın verilmesini sağlamaktır. Bahsedilen amaçtan hareketle bu çalışmada, süt ürünleri imalatı yapan bir işletmenin verileri kullanılarak bulanık doğrusal programlama modeli oluşturulmuştur. Modelin çözümü, bulanık doğrusal programlama yaklaşımlarından biri olan Werners yaklaşımı ile gerçekleştirilmiştir. Çözüm sonucunda, işletmenin günlük karını maksimum kılabilmesi için, bulanık üretim kapasitesi, bulanık hammadde miktarı ve bulanık toplam iş gücü miktarlarına göre günde 1500 gramlık vakumlu yoğurttan 657 adet, 15000 gramlık köy tipi peynirden 59 adet, 200 gramlık ayrandan 30 adet üretmesi gerektiği, bunun sonucunda da firmanın günlük maksimum karının 836,306 TL olacağı belirlenmiştir
  • Öğe
    Eski Ahdin Kardeş-yabancı ayrımına dayanan tefecilik izni karşısında Martin Luther
    (Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi, 2010-06) Akalın, Kürşat Haldun
    Ekonomik konularla ilgili olarak söylediklerinde Martin Luther (1483-1546) yalnızca tutucu olmakla kalmamış gerici bir tutum da sergilemiştir. Tefecilik ve sabit fiyatlar gibi konularda Luther, orta çağların zalim ve kararından dönmez ilk standartlarına geri dönmüştür. On beşinci asırda ortaya çıkmaya başlayan, ticaret ve sanayideki yeni hareketlerin gelişmesinde kolaylığı sağlamak gayesiyle sonraki skolastiklerin arındırmalarını dahi dikkate almayı reddetmiştir. Luther’in tefecilik suçlamaları aşırı derecede şiddeti içermiş olmasına rağmen; bunlardan hiç biri, ahlaksal ya da hukuksal bir temele dayanmamaktaydı. Luther, adalete uygun olan faiz ile adalete aykırı düşen tefecilik arasında hiç bir farklılık gözetmemiştir. Borçlardan sağlanılan bütün kazançlara basitçe yasak getiren ilkel tefecilik öğretisini yeniden canlandırmıştır. Elbette ki kaçınılmaz sonuç gayet açık olmuştur, görüşleri modern yaşamdaki ve endüstri ilişkilerindeki gerçeklere asla uyum sağlayamamış ve uyarlanamamıştır.